Koşma mesafesi istatistiği komik bir istatistiktir
1990'lı yılların sonları idi. Türk futbolunda istatistik olarak sadece iki takımın arasındaki son 20 yıl maçları veriliyordu. 20 yıl önce oynayan topçunun şu anda torununun oynadığına bile bakılmadan...
Sonra , Şansal ağabeyin inanması ile maçları analiz etmeye başladım. O da Maraton dahil programlarda bu bilgileri kullanmaya...
Bu sayede Türk futbolu , hangi dakikalarda gol olur, hangi kanatlar daha çok kullanılır, top kaybı nedir, top kazanma maçı nasıl etkiler, kaleciler uzun paslarla nasıl top kaybeder gibi yüzlerce kavramla tanıştı.
Yoğun iş yaşantıma rağmen sırf Türk futboluna faydam olsun diye, görüntülü analizle desteklenen MAÇ ANALİZ KRİTERLERİ oluşturdum . Bu analizleri şimdi onlarca teknik adam ve takım kullanmakta.
Milli takım hocalarına, Avrupa'da başarılı olan birçok takımımıza sadece hobi olarak, bir kuruş almadan bu sistemlerle yardımcı oldum.
Açtığım bu yol çığ gibi büyüdü ama doktorluk yaşantım nedeni ile bu sene futbolla fazla ilgilenmeyince , ortalık analizden zerre kadar anlamayan adamlara kaldı.
Bu nedenle de komik rakamlar ve istatistikler ortaya çıktı.
Bu komikliklerde elbette İSTATİSTİK VE ANALİZ BİLMİNİN suçu yok.
Suç, onu yaptığını zanneden ve yanlış yorumlayanda.
Örnek mi ?
Çok iddialı bir istatistik sitesinin , ligin ilk yarısındaki analizlerine girdim 3-4 gün önce; takımların girdikleri gol pozisyonlarını topladım. 1566gibi bir rakam çıktı. Bu durumda verdikleri pozisyon sayısı da aynı olmalı idi ama ilginçti , verilen pozisyon 1538 idi. 2 seçenek vardı. Ya
palavra
atıyorlardı , ya da birinin yazdığını , diğer analizci yazmıyordu.
Bunun gibi çok hata buldum ama yazmayacağım.
Asıl konuya geçeceğim. Hani şu spikerlerin ''KOŞTUKLARI MESAFE '' dedikleri konuya...
ASLI 'KAT EDİLEN MESAFE'DİR
1-Oyuncunun 90 dakikada aldığı mesafe , koştuğu değil , 'KAT ETTİĞİ'mesafedir. Yani bunun içinde sahada dakikalarca boş boş gezindiği mesafeler de vardır. Bu nedenle kalecinin bile sahada 4 kilometre civarında 'mesafe kat ettiği' bilinir.
ANCAK ANNENİZ KADAR KOŞUYOR
2- Burada önemli olan ne kadar mesafe kat etmesi de değildir. Çünkü dakikada 120 adım atabilen normal bir ev hanımı , örneğin anneniz , ya da kız arkadaşınız bile 90 dakika sonunda yaklaşık 9-10 kilometre mesafe kat eder. Yani koşu bandında yaklaşık 6.3 km hızında gitmek demektir bu ki herkesin kolayca yapabileceği bir iştir.
SPRİNT YAPMAYANA VERMEYİN!
3-Asıl önemli olan SPRİNT sayısıdır. Yani kısa mesafeli ve hızlı koşulardır. Sprint atan oyuncu saatte ortalama 20-25 kilometre civarında bir hızla koşar ve bunu bir takım olarak en iyi yapan takım maçı götürür.
Çünkü basar, oyunun boyunu 35-40 metrede oynar , kanatları hızlı kullanır. Benim ekranlardan izlediğim kadarı ile bu konuda da iyi niyetle bakılsa biledoğru ölçüm yapılmadığıdır. Nedeni basit. Bugün klas bir Avrupa liginde bir maçta 5-20 metrelik sprintler halinde ortalama bin 200 civarında sprint atılır. Yani bir takım kat ettiği toplam mesafenin 1/3'ünden fazlasını EĞER SPRİNT yaparak koşmuş ise bu koşunun anlamı vardır.
Örneklersek, 100 kilometre kat eden bir takımın en az 30 kilometre sprint yapması onun bu koşularını anlamlı kılar. Yoksa 10 kilometre sprint yapmışsa, yani, tıngır mıngır, yürür gibi koşmuşsa sadece seyirciyi kandırır... Bir de bu işten anlamayan SAZAN YORUMCU'ları. Üstelik de bu işten anlamayan spiker ve yorumcu da hemen yorumu yapıştırır: ''Çok koştular ama kaybettiler! '' 4-'Sprint'in ne önemi mi var?
Söyleyeyim; dünya şampiyonu İspanya'yı yenen tek takım kimdi son kupada?
İsviçre...
Peki neden? Maç boyu 120 kilometre katettiler ama bunun 40 kilometresini çok yüksek hızda (saatte 22 kilometre) koşarak yaptılar. Üstüne de tam 1450 sprint attılar. Yani etkili, hızlı, çok koştular ve 'sprint'lerle hem de İspanya gibi bir takımı yendiler. 5-Bizde sprint fakiri bir durum var. Ligimizde benim gördüğüm 600-700 civarı sprint atılıyor.
Yani normalin yarısı kadar bile olmuyor. Bu nedenle oyun gözünüze yavaş gözüküyor.
Zaten 100 kilometre kat eden bir takım bunun 70 kilometresini yavaş koşu ve soldan sağa, ya da sağdan sola top çevirirken yapıyor. Bu da sistemin yavaş işleyen dakikaları oluyor ve oyunun çoğu da böyle geçiyor. 6-İşte bu nedenlerle bir takımın ne kadar mesafe katettiğine değil, topu aktif alanda yani gole yakın bölgede kendinde ne kadar tuttuğu ve kaç sprint yaptığı önemlidir. Bunlara da kolayca bakılabilir. 7-''Peki hoca sen nerelerdesin?'' diyen onlarca mail alıyorum. İzleyicinin ve okuyucunun, benim ne demek istediğimi anlamış olması, tüm spor programlarının artık analiz yapan programlar haline dönmesi, bu yolun ilk başlatanı ve nerede ise tek uygulayanı olarak verdiğim emeklerin boşa gitmemesi beni mutlu ediyor.
Ama bu ülkede benim 21 yıllık iç hastalıkları uzmanlığıma ihtiyaç duyan binlerce hasta ve ekrandaki üfürükçü ve şarlatanları uzaklaştırmayı başardığımız DOKTORUM TV programı beni bu senelik bu alandan uzak tutuyor .
Sektörün içindeki bir takım insanların doğruyu yapan ve sisteme zerre kadar gebeliği ve eyvallahı olmayan bu doktora kıskançlıkları da önemli elbet.
Ama o kadar yoğun bir istek var ki daha fazla uzak durmam zor gözüküyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.