Nasıl derbi ama...
Kim ne derse dersin, Türkiye'de futbol denilince akan sularduruyor... Hükümette istifalarolmuş, borsa yerle bir olmuş; belirli bir kesim hariç kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa futbol...
İşte bunların en güzel örneklerinden biri daha geldi çattı. Yarın Ali Sami Yen Stadı'nda oynanacak son derbi maçında Galatasaray ile Beşiktaş kozlarını paylaşacak...
Sayısız kez karşı karşı geldi ezeli rakipler.
Kimi zaman Kartal pençeledi, kimi zaman Aslan kükredi...
Kimi zaman yer gök siyah-beyaz oldu, kimi zaman sarı-kırmızı.
Kimi zaman Mecidiyeköy, kimi zaman Beşiktaş inledi "Şampiyon" tezahüratlarıyla...
Kimi zaman, iki takım da üzüldü; bu kez 'karşı yakadaki' diğer rakiplerin yüzü güldü!
Yarın da maç başlayacak, bitecek... Ama siyah- beyaz, ama sarı-kırmızı, ama sarı-lacivert, ama bordo-mavi; birileri mutlu olacak!
w İki taraf da inanmıyor!
Fakat bu derbiyi diğerlerinden ayıran bir özellik var. O da iki takıma gönül verenlerin büyük çoğunluğunun, "Biz bu maçı kazanamayız ya!" demesi. Çok ilginç ama, "Beşiktaş bizi yener" diyen G.Saraylı ile "G.Saray öyle ya da böyle kazanır" diyen Beşiktaşlı sayısı hiç de azımsanacak kadar az değil...
Bırakın sadece futbolseverleri, iki takımın hocaları bile takımlarının neler yapabileceği konusunda kararsız.. Schuster'e de, Hagi'ye de sorsan "Bu kadar sorunla boğuşurken işimiz zor" der...
Şimdi tüm gözler Beşiktaş'ın Alman, G.Saray'ın Rumen hocasına çevrildi.
Sarı-kırmızılıların teknik patronunun kaybedecek fazla bir şeyi yok. Çünkü göreve yeni geldi sayılır... Kaybetse bile tepkiyi yönetim alır, Hagi alkışlanır...
Siyah-beyazlılarda ise durum farklı... Kazanılması durumunda yönetim 'zaman kazanır!' Ne için mi? Schuster hakkında nihai kararı verebilmek için... Bu derbi Beşiktaş'ta Alman hoca, G.Saray'da ise yönetim için 'kırılma' noktası...
Kaybedenin canı yanacak...
Kazanan nefes alacak...
Beraberlik olursa mı?
İki büyük takım da bu sezon şampiyonluğa 'havlu' atacak..
Nasıl derbi ama!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.