Ayıp ve isyan!
Maça gitmek için evden çıkarken Hatay'dan acı haber geldi; yüreğimiz bir kez daha yandı...
O moralle stadın çevresine geldik ki savaş alanı. İddialara göre iki polis havaya ateş açmış, biber gazının bini bir para, kadın, çocuk ayıran yok.
Beş yaşlarında bir çocuk gördüm. Burnundan kan geliyor, biber gazıyla tanışmış!
Her türlü riski alıp araya giriyorum, polisi ve taraftarı sakinleştirmeye çalışıyorum.
Çevik kuvvetten üç
polis çıldırmış,
etrafa küfür ediyor ki o kadar olur; ana, bacı dümdüz...
Ayıp! Ne Müslümanlık kalmış, ne örf, ne adet...
Bir polis nasıl kendini böylesine kaybeder. Ve dahası psikolojisi bu kadar bozuk olan bu polislerin futbol maçında ne işleri var?
Sürün bunları, sürün!
Devre arasındayız, dışarıda biber gazı bombardımanı sürüyor.
Omuzu yıldız dolu biri bağırıyor; sürün bunları, sürün! Onlar sürü değil vatandaşın, amir bey! Bunu anlasan iyi olur. Onların hepsi insan...
Bir Allah'ın kulu akıl edip Beşiktaş-Dolmabahçe arasını trafiğe kapatsaydı tüm bu rezillikler yaşanmazdı. Üstelik THY organizasyonunda taraftar yürüyüşü yapılacağı bir hafta önceden belliydi.
Yazık kere yazık!
Olmadı, hiç olmadı. Sayın valim, sayın emniyet müdürüm.
Gerçekten olmadı...
Bu arada polisin tavrına kızıp Başbakan Erdoğan'a hakaret anlamında slogan atan bir grup taraftara da bir çift sözüm var. Arkadaşlar unutmayın Başbakan Erdoğan'ın desteği olmasa meşhur kültür bakanımız bu stadı çoktan yok etmişti! Yiğidi öldürün ama hakkını teslim edin.
Diyeceksiniz ki maç ne oldu?
Çocukların önünde babalar dövülmüş, bunca can yanmış ne maçı arkadaş!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.