Beşiktaş’ın geleceği
Beşiktaş, geçtiğimiz hafta oynanan Trabzonspor maçında skor olarak olmasa da mücadele yönünden uzun bir aradan sonra ilk kez taraftarlarını memnun etti.
Siyah-beyazlı taraftarlar maçın ardından takımlarını alkışlarken gelecek için umutlandı.
Beşiktaşlı taraftarların isteği tabii ki şampiyonluk ama onlar öncelikle takımın forması giyen futbolculardan terinin son damlasına kadar sahada yüreklerini vermelerini istiyor.
Tabii bugünlerde takımda kimin kalacağı , kimin gideceğini hepimiz merak ediyoruz.
Kulübün finans durumu gün geçtikçe kötüye gidiyor ve bunun için Beşiktaş'ta şapkalar öne konup, projeler ortaya konmuyor?
Pepe gibi bir dünya yıldızı Beşiktaş'tan ayrılırken, İspanyol gazeteler Portekizli futbolcunun 4 aydır maaş alamayan Ümraniye tesis çalışanlarına para vermesini manşetten haber yapıyor.
Bu haber Beşiktaş resmi kaynaklarınca yalanlanamıyor. Beşiktaş gibi bir markanın 4 aydır maaş ödeyememesinin açıklanabilir bir yanı yok!
Beşiktaş'ın ligin devre arasında doğru bir transfer yapılanması yapması şart.
Şenol Güneş, ''Kimin kalacağını, kimin gideceğini bilemiyorum. Transferde tek yetkili yönetim'' diyerek yönetimin önünü açıyor.
Güneş son 1.5 yıldır üstüne basa basa şunu söylüyor, ''Transfer istemiyorum, bana sadece kalanlar yeter!..'' Ama plansızlık nedeniyle son bir sezonda tam 12 futbolcu Beşiktaş'tan ayrılmış.
Onların yerine yapılan transferler ise maalesef tam bir fiyasko.
Maalesef Beşiktaş Başkanı ve yöneticilerin 1. gündemi Beşiktaş değil gibi...
Futbol takımında bir anda Şenol Güneş tam yetkili olmalı ve takımını geleceğini şekillendirmeli.
Maalesef kulüp içinde ''O; bunun adamı, bu şunun adamı'' olarak nitelendirilen yöneticiler var.
Takımdaki futbolcular birer birer bavullarını hazırlayıp giderken, evine ekmek götürmek için çalışanların maaşlarının 4 aydan bu yana yatırılmaması bırakın ülkemizde dünya medyasında bile konuşulur olması bu yönetimin büyük ayıbı.
O yüzden Beşiktaşlı yöneticiler, Beşiktaş kongre üyeleri, Beşiktaş'a gönül verenler bu zor günleri atlatmak için Efsane Başkan Süleyman Seba'ya kulak verin;
''Beşiktaş'a hizmet etmek istiyorsanız, kimsenin adamı olmayın!..''
ALTYAPI, ALTYAPI, ALTYAPI!
Dilimde tüy bitti, Türk Futbolu'nun geleceği altyapı diye...
Türkiye'de kulüpler birer birer iflas noktasına doğru yuvarlanırken zorunlu olarak altyapıdan çıkan futbolculara yönelmek zorunda kaldılar. Çok da iyi oldu.
Beşiktaş maçında Trabzonspor formasıyla tam 6 pırıl pırıl genç yeteneği izledik.
Son yıllarda böyle keyif veren futbol oynayan Trabzonspor görmemiştim.
Beşiktaş'ta Dorukhan, Güven ve Fatih gibi gençler birer yıldız adayı.
Transfer tahtası kapanan ve gençlerle mücadele eden Eskişehirspor 1. Lig'de müthiş bir mücadele sergiliyor.
Bugün kulüplerimizin para sorunu olmasaydı bu gençlerin yerine modası geçmiş yabancılara yine milyon dolarlar saçılacaktı.
Türkiye'de futbolumuzun önemli dönüm noktalarına bir göz atarsak aklıma gelen 3 önemli başarı var.
Trabzonspor'un 1970'lerde tamamen şehrin çocuklarından kurduğu ve şampiyonluklara ambargo koyan gençleri.
2. Beşiktaş'ta 1980'lerin başında maddi imkansızlıklar nedeniyle önce Mehmet Üstünkaya ardından Seba'nın altyapıda hamlesiyle ortaya çıkardığı Metin-Ali- Feyyaz dönemi.
3. Fatih Terim'in 90'ların ortasında Ümit Milli Takım gençlerini Galatasaray'a kazandırıp onları Hagi-Popescu gibi iyi yabancı futbolcularla harmanlayıp UEFA Kupası'nı Türkiye'ye getirmesi.
Bakın bu verdiğim örnekler kulüplerin gençlere verdiği önem sonrası kazanılmış büyük başarılardır. Türk Futbolu'ndaki bu olumlu değişim milli takımımızın da önünü açacaktır.
Yeter ki Türk gençlerine inanın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.