Acı gerçek
Fernando ve Ekici… İki ismin ilk onbirlerde oluşu heyecan vericiydi. Enteresandır; her iki oyuncu da 60. dakikayı göremedi. Kocaman ve Terim için bu isimler riskliydi ama maçı kazanmayı çok istediklerini, herkese göstermek istiyorlardı. Sadece izleyenlere değil, saha içinde oynayanlara mesajdı bu seçimler. Kocaman'ın Soldado tercihi de enteresandı… Keza; Galatasaray'ın en zayıf karnı, -özellikle duran toplarda- yandan kullanılan ortalardı. Nitekim; bu denli çok köşe vuruşunun olduğu bir maçta tercih edilmesi bence elzemdi.
Oyuna çok geç girdi. Kağıt üstünde Galatasaray, tarih sayfalarına göre ise Fenerbahçe'ye yakındı maç. Kadıköy'deki stat özlemini çektiği vefasız çocukları bayramda ziyaretine gelmiş bir baba gibi mutluydu.
Fenerbahçe seyircisinin maç eksiği hayli dikkat çekiciydi. Rakibi, hakemi baskı altına alan, takımını iten o eski performanslarından uzak buldum. Belhanda ile Feghouli istekliydi ama, Faslı oyuncu 90 dakikaya konsantrasyonunu yayamazken, Cezayirli ise hayli savruk göründü. Yorumlarımı takip edenler bilir; çok ekstrem bir şey olmadıkça skora endeksli yazmayı sevmiyorum.
İki takım da maçı kazanabilirdi. Çok sayıda gol ve daha çok sayıda kart çıkabilirdi.
Üç puanlı sistemde üç haftalık bir periyotta tüm dengeler değişiyor. Dün akşam bir kez daha gördük ki; şampiyonu Beşiktaş'ın oynayacağı maçlar belirleyecek. Gerek Galatasaray, gerek Fenerbahçe hatta Başakşehir için kabullenilmesi gereken ''acı gerçek'' bu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.