Mektep tatili
Çocukluğumun kitaplarını okumaktan vazgeçmedim.
Küçük Kara Balık, İki Sene Mektep Tatili, Don Kişot!
Eskiden kitap okur gibi izlerdim maçları, şimdi ne tat bıraktılar, ne heyecan!
Trabzon'da "rekabet evde miydi?" diye sorsanız, "evet" derim.
Peki ya "İyi futbol sahada mıydı?" Onu gördüğümü söyleyemem.
Sadece Trabzonlu Abdülkadir'i tırnak içine aldım. "Trabzonspor bu gence gözü gibi baksın" dedim.
Ve maçın sonuna not düştüm!
"Beraberliğe yer gösterici rolünü üstlenenlerin gönlü olduysa, iki takım da lig sonu için büyük hayaller kurmasın!" Hakları yok çünkü!
Aykut Kocaman hakemlerin kendisinden aldığı kısmına tepki gösteriyor da, auta çıkan topla kazandığı gole ses etmiyor.
Hasan Ali gibi bir adamı orta alanın merkez üssü yapan bir teknik adam, Valbuena için, "topu alıp yatan çocuk" benzetmesi yapabiliyor.
Valbuena'nın oyunda kalma süresinin azaltılması konusunda tez üretenler, 90 dakika sahada duran Alper Potuk'tan kaç dakika yararlandıklarını hesaplasınlar.
"Fernandao ilkelliğin daniskasıdır" diyorsak kusurumuza bakmasınlar.
Sahaya bakmaları yeterli.
Aziz Yıldırım'ın sözünden dışarı çıkamayanlar Fenerbahçe'nin içindeki başkan adayına laf yetiştiriyor.
Aziz Yıldırım için kendisinden başkasının söz hakkı yoktur.
Kendi yerinde gözü varsa, taraftarın en sevdiği adam Ali Koç'un imha edilmesinin de sakıncası yoktur.
Bu demektir ki; takım ve taraftar arasındaki bütünlüğü bozmayı başaranlar. Fenerbahçe'yi şampiyonluk yarışının dışında bırakmayı da başaracaklardır.
Hakemler ve korku imparatorluğu puan cetvelini ayarlama düzenini aldı.
Osmanlıspor'un Galatasaray'a attığı sayılmayan golü bin kere izlesem kararım aynı: Buz gibi gol.
Bu golü iptal eden adamın hakemliğini iptal etmek gerekir desek ne yazar! Korku çemberinde işler böyle yürüyor.
İki haftadır Galatasaray maçlarında hakem ikramlarını afiyetle yiyenleri izliyoruz. Yakında sofralar da kurulacak kuşkunuz olmasın.
Biz yazdıklarımızın arkasındayız.
Ama onlar da kendileriyle yüzleşsinler. Haramı verenler de kabul edenler de!
Ne acıdır ki; suç işlediği yere geri dönenleri çok gördüm de, hakemlerden aldıklarını iade edeni hayatımda görmedim!
Gördük ki, Talisca'nın varlığı çok şey, yokluğu beter bir şey.
Ve görüyoruz ki bu takımın en zayıf halkalarından biri Oğuzhan!
Düşünce gücü gittikçe ağırlaşıyor.
Mücadele gücü zaten yok.
Bir gün de maçı sen kurtar Oğuzhan! Sorumluluktan kaçıp kendini kurtaracağına!
Futbolcuların ve teknik adamların adını yazdım, neler hissettiklerini bir kağıda yazıp bana vermelerini istedim.
Cevapları görünce; "Keşke futbol da çocuklar kadar masum olsaydı" dedim.
Ve keşke iki sene mektep tatili olsaydı da onlarla geçirseydim!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.