Darboğaz!
Dün gece işler iyi gitmedi.
Futbol da uzağımızdaydı, talih de.
İlk yarının son dakikasında elden düşme pozisyonda yediğimiz bir golün bedeli, telafisi çok zor bir yenilgiyle ödendi.
* * *
Ürkek bir başlangıcımız vardı da, bunun adına sabır işçiliği dedim.
Alan ve adam savunmasında etkili, topu ayağına aldığı zaman tehlikeli bir Romanya.
Bizim adımıza hem ok, hem hedef olmak gibi.
O yüzden milli takım adına tedbirli olmak, cesaretin önündeydi.
Ama dakikalar ilerledikçe, "gecenin niyeti bozuk" diye kendi kendime söylendim.
Çünkü ilk yarıda Umut'un kafasından dışarı çıkan topun dışında pozisyonumuz yoktu.
* * *
Aslında oyunu bizim yönlendirmemiz gerekirken, gece boyunca Romanya'nın istediği biçimdeki anlayışa mahkum kaldık.
Orta alanda boşluklar verdik.
Rakip alanda çoğalamadık.
Çok adamlı rakip savunmanın içinde, az adamla tehlike yaratmayı bekledik.
Berbat bir gol yedik ama.
İkinci yarıda verdiğimiz pozisyonlar, yediğimiz goldeki pozisyonun yanında, kaç gol ederdi acaba?
* * *
Sahada, güçlerin gerisinde kalan futbolcular korosu vardı.
Neyi temsil ettiklerini bilen de azdı.
Takımda bir şeyler yapmaya çabalayan tek adam Emre'ydi.
Gökhan Gönül ve Hasan Ali iyi niyetli.
Büyük umutlar beklediğimiz Arda sıradan.
Hamit yine uyurgezer, Mehmet Topal şaşkındı.
Buna karşılık Romanya'nın savunmasına hayran kaldım.
* * *
Sonuç olarak, çok şeyleri kaybettiğimiz bir gece oldu.
Yediğimiz gole, "Talihsizliğin bu kadar yakından vurduğunu görmemiştim" diye teselli buldum.
Yenilgiyi, "İntihar nedeniyle bugün kapalıyız" diye tanımladım.
* * *
Bu sonuçla bir darboğaza girdik de, buradan nasıl çıkarız, onu da futbolcular düşünsün artık!
Kaybettiklerini kazanmak gibi bir borçları var çünkü!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.