Yeni kimlik
Dün gece kazanmanın koşullarını koşmak ve inanmak belirledi.
Karşısında içi çürümüş bir rakip olsa da, o inanç ve enerji Fenerbahçe'de vardı.
Derbiden kalan Sow'un harika golü, Caner'in oksijen hamallığı. Gökhan Gönül'ün futbolu ve attığı gollerdi.
Kazanmanın aslan payı dün geceki Gökhan'a ait.
* * *
Beşiktaş'ın içler acısı haline karşılık, dünkü Fenerbahçe'yle, bir hafta önceki Kasımpaşa maçındaki Fenerbahçe'yi takımını kıyasladım.
İki resim arasındaki 7 fark.
1. Teslimiyetçi takım direniş temsilcisi oluvermiş.
2. Park halindeki savunma hareket halinde.
3. "Birimiz hepimiz için" duygusuyla arkadaşlık bağları güçlenmiş.
4. Kasımpaşa maçındaki platonik adamlar körkütük sevdalı.
5. Pozisyon repertuarı genişlemiş.
6. Hayalet adamların bile damarına kan gelmiş.
7. Alex'in olmadığı çekirdek aile görüntüsü, "Varlığım Alex'in yokluğuna armağan olsun" düşüncesinin yansıması sanki.
* * *
Fenerbahçeli futbolcular yeni bir kimlik kartı bastırmış gibiydi.
Sorumluluk paylaşılınca, takım ruhu ortaya çıkıyor da.
Bunu göstermek için, bir şeyleri kaybetmek mi gerekiyor?
* * *
Fenerbahçeli futbolcular keşfettikleri derinliğe doğru yürüdükçe, ya kendilerini bulacaklar.
Ya da filmi başa saracaklar.
* * *
Beşiktaş'a gelince… Onlar bu sezon siyah beyaz acıları daha çok resimleyecek galiba.
Onlar dün gece, düşüncede cesur, eylemde ağırdı.
Samet Aybaba'nın gol adamı olarak Uğur Boral'ı düşünmesi, gerçekleşmesi imkansız bir fantezi gibi geldi.
* * *
Bu takımın kalitesi bu kadar.
İçlerinde halı sahada top oynadığını düşünerek "tatmin olanlar" var oldukça.
Gelecek yılların Beşiktaş'ına bile darbe vurulacaktır.
* * *
Sahadaki en başarısız adam kimdi derseniz. Özgür Yankaya derim.
Ne insafı vardı, ne adaleti.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.