Çevrimdışı
Bir futbolcu, maç içinde başı sıkışınca, tribünlere "daha çok alkış" hareketi yapmayı kendisine hak sayıyorsa.
O futbolcuların, ruhsuzluk seanslarında tepki görmelerini yok sayamazsınız.
Tribündeki etkiye sığın.
Tepkiye küfür savur.
İşte futbolcu kültürü!
Bu futbolcular zaman içinde, yöneticilerine yaranmak için, kulüpleri aşağılayıp, taraftarı tahrik etmekten sabıkalı futbolcular değil mi?
O zaman nereye sokuyorlar bu tahrik mekanizmasını?
Mesele sövgüye geliyorsa.
Her türlü sövgüye karşıyız.
Ama bakıyorum da...
Tribünlere söven milli futbolculara arka çıkanlar...
Basın tribünlerine kolunu geçirenlere diş geçiremeyenler.
Sadece tribünleri suçlu ilan ederek, ahlaksız futbolculuğa yataklık ediyorlar.
Milli takımdaki ahlaksızlığa ceza verebilen bir yönetici gördünüz mü?
Bu da bir kültür vahşeti.
Bu futbolcular, Türkiye'de uzaylı şartlarında yaşayacak.
Züppelikleri ve sorumsuzları denetlenmeyecek.
Milli maçtan bir gece önce otel odasını giyim mağazasına çevirecekler.
Rövanşta oynamamak için kart gördükleri inkar edilemez biçimde ortada olacak. Onlara arka çıkılacak öyle mi?
Ne kaybediyorsak, bu yağcılıktan ve sırnaşma duygusundan kaybediyoruz.
Milli takımda yöneticilik yapmak, ruhsuz futbolculara yaltaklık yapmakla eşdeğerse.
Onlar da futbolun milli kısmından çekip gitsinler.
Onlar milli takıma ruh vermek, futbolumuza sportmenlik katmak için orada görevli. Ahlaksızlığa arka çıkmak için değil.
Gelelim Hiddink'e...
Hâlâ bizimle oynuyor.
İyi bir tercümeyle, "Verin paramı gideyim" diyor.
Ne acıdır ki, bizim gibi ülkelerde böyleleri makbul.
Eee, futbolun markasını korumak için, böyle tüccar bir medya olursa.
Rezaletler bile sıradan sayılır.
Perdenin arkasındaki gerçek suçluyu hâlâ saklıyorlar.
Oğuz Çetin'i...
Ekranlarda bir pozisyonla dakikalarca oynaşanlar, Oğuz Çetin'i sürekli gizledi.
Utanmasalar, hâlâ görevde bırakacaklar.
Şimdi Mustafa Denizli'yi de asıl adam olarak gazlıyorlar.
Denizli ki, bu ülkede milli takımın ahlak erozyonundan birinci derece suçlu.
Ama politik pörtfeyi var, medyada arkasını sağlama aldı.
Sırf bu yüzden milli takım yeniden ona emanet edilecek öyle mi?
Oğuz Çetin gibileriyle harcadığımız yıllar yetmedi mi?
Kalanını Denizli'ye sebil edelim?
Ama suyun akan kısmındaki beyler, bu sisteme alkış tutacaktır. Kuşkunuz olmasın.
Geçmişin delikanlı ıslıklarını, ahlaksızlığın para muslukları susturdu ya...
Yeni medya kültürü de bu.
Artık paranın dışında her şey çevrimdışı!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
