Orta oyunu sürecek mi?

Türkiye'de hakemlerin eğitiminde en başta olan İtalyan kardeşimiz Giovanni Stevanato, bildiğimiz kadarıyla ayda 25 bin euro alıyor. Şu anda koronavirüs olduğu için de telekonferans sistemi ile eğitim yapıyorlar. Yaptıkları bu muazzam eğitim için size iki örnek vereceğim. Yani 25 bin euro alıp eğitim veren arkadaştan bahsediyorum. Hatırlarsanız Başakşehir'in bence şampiyon olmasına neden olan maç A.Gücü-Başakşehir karşılaşmasıydı. Peki kim yönetti? Hakem Hüseyin Göçek. Bu Hüseyin Göçek'i bir sene evvel ipten kim aldı? Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ. A.Gücü 1-0 öndeyken, 30 metreden attığı buz gibi gol, ofsayt gerekçesiyle sayılmadı. Maç 2-0 olacak ve belki de başkent ekibi maçı kazanacaktı. Şampiyonluk yarışı bambaşka boyuta gelecekti. Tabii bunu bilemiyoruz. Bu pozisyonda VAR'daki vatandaş da çağırmadı. Onu da unutmuş değilim. Ona da şüpheyle bakıyorum, onun da gözlerinden öperim. Bir hafta sonraydı herhalde bu kez Galatasaray'ın aynı pozisyonda bir golü var. Sevgili okurlar; işte tam da burada orta oyunu başlıyor. 25 bin euro alan bu arkadaş eğitimde bu iki görüntüyü hakemlere gösteriyor. Ankaragücü maçındaki pozisyonda hakemler yüzde 60'a 40 gol diyorlar. Galatasaray'ın pozisyonunda ise yüzde 40'a 60. Ve hakemlerle telekonferans sistemiyle yapılan eğitim, burada bitiyor. Ulan bu film bir daha mı oynanacak seneye. Bunun devamı mı var? Burada kendi fikrini söylemiyorsun. 'Bence gol' ya da 'değil' demiyorsun. Çok akıllısın be İtalyan. Onu dersen bir yere terso olacaksın, bir yere sempatik. Ulan bizim gibi kerizleri bulmuşsun, ye bakalım. Ayda 25 bin euro'dan vazgeçeceksin öyle mi, keriz misin?

HAKEMLER DAHA KÖTÜ OLACAK
Hakemler bu sene kötüydü. Seneye daha iyi olacaklar mı, kesinlikle hayır. Bakın kesinlikle diyorum. Çünkü gereken şeyler yapılmadı, yapılmıyor ve yapılmayacak da. Neden? Çünkü şu anda MHK'nin başında bulunan Oğuz Sarvan ve MHK dışındaki Oğuz Sarvan kafasındaki kişiler, hakemleri kökten değiştirecek, doğru yola sokacak yönetmelik değişikliklerini istemiyorlar. Hem televizyonda hem gazetede arkadaşım Zekeriya Alp'i uyarmıştım. Bu Oğuz Sarvan seni sonunda kayığa bindirip gönderir diye. Kayıt gitti, Zekeriya hala içinde farkında değil. Seneye göreceksiniz orta oyununu ya da benim eylemini yaptığım maskeli baloyu. Şimdilik bu kadar.

ÜÇ AY ÖNCE TEZGAH KURULMUŞ!
Koronavirüsten sonra liglerin oynanması ve sonuna kadar devam edilmesi bence doğru karardı. Ama ligler bittikten sonra düşmenin kalkması fiyaskoydu. Yaptığım istihbaratlara göre bu ligler başladığı andan itibaren ligden düşmenin olmayacağı tezgahlanmıştı. Ankaragücü Başkanı Fatih Mert, 3 ay önce benle yaptığı bir konuşmada, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un 'Bu sene düşme olmayacak. Eğer düşerseniz merak etmeyin kalacaksınız" dediğini bana söyledi. Maden düşme yoktu o zaman ligi niye oynattınız. O zaman lider Trabzonspor'du. Hedef Başakşehir'i şampiyon mu yapmaktı?

20 KULÜP 'EVET' DEMİŞ
Lig seneye 21 takımla oynansın konusu Kulüpler Birliği toplantısında konuşulduğunda 20 kulüp temsilcisi var orada, bir tek Erzurum yok. 20 başkan da olaya 'evet' diyor. Ama Trabzon başkanı çıkıyor ve ben buna 'evet demedim' diyor. Yaptığım araştırmaya göre Kulüpler Birliği Başkanı Mehmet Sepil özellikle bu soruyu iki defa soruyor. Ve ikisinde de bütün kulüpler 'evet' diyor. Ben bunu yaptığım istihbarata göre öğrendim. Ama Trabzon başkanı ne der, ne açıklar onu bilemem. Bazı kulüpler harcama limitlerine kazan kaldırıyorlar. Yahu kardeşim bu harcama limitini Türkiye Futbol Federasyonu istediği gibi yapmıyor ki... Kulüplerin mali grubunun çıkardığı muhasebe kayıtlarına göre yapılıyor. Ama burada bir parantez açalım. Bazı kulüpler öyle uyanık ki cin olmadan şeytan olup içinde futbol oynadıkları statları bile muhasebeye sokuyorlar. Kimi aldatıyorsunuz. Onların hepsi devletin statları. Size kiralanıyorlar. Bunlar çok akıllı, karşılarındakiler de keriz... Fenerbahçe bu konuda devamlı bildiri yayınlıyor, iyi güzel de devamlı da transfer yapıyor. Mesela Mert Hakan Yandaş. Acaba kaç para verildi. Hiçbirimiz bilmiyoruz. Zaten bazı kulüpler net rakamları gerekli yerlere bildiriyorlar, bazıları bildirmiyor. Şirket olmayan kulüplerin başına gelenler, yani oyla gelenler her türlü atraksiyonu yapıyor ve sonunda bırakıp gidiyorlar. Ya bu kulüpler şirket olacaklar ya da yıllarca Meclis'te bekleyen kulüplerle ilgili bu kanun çıkacak. Bu kanun çıkmıyorsa eğer, kimlerin işine gelmiyorsa onlar çıkarmıyorlar demektir. Ama bazı kulüpler ve TFF, benim kafamda hareket edenler yani doğru ya da yanlış gördüğünü yazan insanları devamlı savcılığa veriyorlar. Şu ana kadar hep reddedildiler bakalım ilerde ne olur.