Tatsızlar
Deplasman fobisini yenmekti amaç, tonla eksik ve sakatlığa rağmen. Hızlı da başladı F.Bahçe, bu sezon ilk kez "4 dakikada 3 pozisyon" bularak.
Ama klasik hale gelmeye başlamıştı takımda "iyi oynarken bir anda durmak", 10. dakika sonrası durdular.
Ara vermek Caner'e yaramamıştı, Gökhan'ın önündeki Topuz sadece "yer doldurandı".
Baroni, saha kenarında onu sevmediğini düşündüğü koçunun, ihtiyacı olduğunda oynatmasının isteksizliğindeydi. Bir Topal vardı çabalayan, bir de haftalardır ilk kez bu kadar oyunda gördüğüm Volkan. Ama buna rağmen 37 ve 42'de Kuyt ve Emenike atsalar F.Bahçe ilk yarıyı önde kapayacaktı.
Sonra ilk yarı biterken 45+1 'de "ava giden avlanır" oldu ve 4 kişinin içinde Onur, ilk yarıda Fenerbahçe'yi "aslında hak etmediği" bir mağlubiyetle tanıştırdı.
Ruhsuz Baroni
2. yarıda da "ekşili çorba" tadında idi oyun. Ta ki Baroni'nin "keskin görüş yetenekli" yardımcı tarafından oyundan attırılmasına kadar. 1O kişi kalmak, hatta "ruhsuz oynayan" Baroni'den kurtulmak yaradı takıma. Maça "1 puan bize yeter" diye başlayan, gol sonrası yaslanan Elazığ'ın üzerine daha bir hızla gittiler.
O dakikalarda devreye girmesi gereken Yanal idi. Belki savunmadan 1 adamı çıkarıp, 3'lü defansa geçmek,orta alana 1 "hücuma gitme becerili adam daha" koymak denenebilirdi ama Yanal geç kaldı değişikliklerde, oyunu "oyuncuları kadar" forse edemedi.
Emenike'nin 3 antrenmanla çıkması, Kuyt'ın ortaya çıkan yorgunluğu, oyuna giren Raul'un meyve verememesine rağmen bir kenar ortası, Kadlec'in"istemeden attığı kafa pası" ile Topal'ın golü, F.Bahçe'ye, "tadımız yok " ama en azından "deplasmanda artık yenilmiyoruz " psikolojisi verdi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.