İç hesaplaşma...

G.Saray tam"güneşi gördüm" derken karanlığın içine yuvarlanıveriyor... Önce camianın önemli ismi İnan Kıraç, Adnan Polat'ı istifaya davet etti, "duayenler" adına.
Ardından G.Saray için yeniçağın başlangıcı olan yeni stat açılışında tatsızlık yaşandı. Şimdi de taraftar parçalandı. ultrAslan'ın her harfinden ayrı bir grup çıkacak kadar bölündü dev yapı...
İçerden çöküyor sanki Galatasaray. Daha doğrusu yönetim çöküyor ya da çökmesi isteniyor.
Polat bu süreci atlatırsa Muhteşem Süleyman kadar saltanat sürer, bu kesin.
İç hesaplaşmanın ana cephelerinden biri olan tribünlerin tavrı önemli. En azından psikolojik açıdan. Polat, pazar günkü maçta tribünleri de kaybederse işi zora girer, bu da kesin. Gerçi zamanında Canaydın da hem camiayı, hem tribünleri kaybetmiş, buna rağmen krizden çıkmayı başarmıştı. Polat'ın da vardır bildiği...

Aranan kan bulundu
Galatasaray kesenin ağzını fazla açmadan, yapısına uygun, hocanın istediği isimleri aldı.
Görünen o ki yeniler, Neill gibi kısa sürede takıma adapte olacak isimler. Culio, kupa maçlarındaki performansıyla "Orta sahaya yıllardır aranan kan bulundu" dedirtti şimdiden.
Sorumluluk alıyor, adam eksiltiyor, topu forvetle buluşturmada da mahir. Şu anda ortada bir forvet hattı yok, Baros-Kazım ikilisi oturunca değeri daha iyi anlaşılacaktır. Zapata'nın da gelmesiyle birlikte kaleden forvete bir alternatif hattı oluşturulmuş olacak.
Henüz takım oturmadı. Ama Hagi-Tugay ikilisine inanıyorum. Heyecanlarını görüyor, bunun takımı ayağa kaldıracağını düşünüyorum. Arda'nın forma girmesi, Baros'un düzelmesi, Neill ile Kewell'ın dönmesi, gençlerde görülebilecek ani çıkışlar ile ikinci yarıda, karamsarlığı dağıtacak bir rüzgarın eseceğini inanıyorum.
Tabii iç hesaplaşma, iç savaşa dönüşmezse...