Kupa, lig fark etmiyor... Orta sahası boş olan Beşiktaş kendine gelemiyor. Baskı kuramıyor, oyunu tutamıyor. Denizli'den başka herkes bu gerçeğin farkında. Dün yine bildiğini okudu. Fink ve Ernst'e bıraktı koca orta sahayı. Üstelik savunmanın göbeğinde Ferrari yokken yaptı bunu. Ferrari olmayınca Sivok da kendini kaybetti. Toraman sağdan içe çekildi ama ikisi çok iyi anlaşamadılar. Tabii arkalarında acemi bir kaleci olması da Toraman'la Sivok'un panik halinde oynamasında etkili oldu. Toraman birkaç kez genç Korcan'a "Konuş, bizi uyar!" şeklinde telkinde bulundu ama Korcan çok heyecanlıydı ve bunu yapacak hali yoktu. Yediği gollerde hatası vardı genç kalecinin, olması da normal. Sen Manisa gibi sıradan bir takıma bu kadar pozisyon verirsen kalecin de hata yapar. Biliyorum özellikle ikinci gol konusunda çok eleştirilecektir bu genç adam ama ben onu eleştirmeyeceğim.
Oyun sistemi arızalı Futbolunun son demlerini oynayan İbrahim Üzülmez, yanındaki Yusuf yerine topu baskı altındaki gencecik kaleciye veriyorsa, ben kalecinin yaptığı hataları görmem. O golün sahibi Üzülmez'dir, Volkan değil. Kaldı ki Beşiktaş'ın derdi bireysel hatalar değil, arızalı oyun sistemidir. Futbolun gerçeklerine kafa tutan Denizli her seferinde duvara tosluyor ama ders almaya niyeti yok. Beşiktaş savunmada ite kaka da olsa top çeviriyor, birinci bölgede de aynı şekilde ama orta sahada iki pas yapamıyor. Çünkü Fink ve Ernst'in top kullanma becerileri yüksek değil. Yanlarına top almaya gelen de olmayınca orta direk bel veriyor. Garip olan Mustafa hocanın böyle bir problemi önemsememesi ve inatla 4-2-3-1 oynatması. Manisalı oyuncuların beceriksizliklerine dua etsin Denizli. Normal şartlarda Beşiktaş çok daha farklı bir yenilgi alırdı.