Liderlik kucaktan kucağa savrulan hafif meşrep bir yosmaya döndü son haftalarda. Her gece ayrı bir civanın döşeğinde sabahladı durdu. Dün gece maçın sonucu bu ayran gönüllü ilişkilerini hiç değilse uzun bir süreliğine bitirecek, onu son teslim alanın otağında epey bir oyalayacaktı. Taliplerden biri de Fenerbahçe'ydi. Hovardaca harcanmış puanların cılızlaştırdığı karne notuyla tek dersten ikmal sınavına çıkıyordu Fener. "Yen, geç sınıfı" durumu vardı yani.
Güneş'e doğru Trabzon ise yine yeni, yeniden hocası olan Şenol'la parlayan güneşini daha bir ısıtıcı yapmak peşindeydi. Kendi sahasında kendi seyircisi önünde Kanarya'yı devirirse hem tepe noktasına yakın bir yere park edecek hem de güzel fiyaka yapacaktı. Böyle maçlarda kalite beklemek biraz hayalcilik olur. Nitekim aman aman futbol oynandığını söyleyemeyiz. Ama teslim etmeliyiz ki sahadaki tüm futbolcular canla başla çalıştı, mücadele ve tempo hayli yüksekti. Her iki takımın da kaçırdığı yüzde yüz goller, milimetrik diyebileceğimiz ölçüde ofsayda düşmeler olmasaydı skor olarak da tatmin edici olurdu dün gece.
Takım tamam Carlos'un gidişiyle reklam kaynağından, cilalı yaldızlı bir uluslararası isimden mahrum kalmıştı Fenerbahçe. Lakin çoğu maçı Carlos'un ağırlığı, lakayıtlığı yüzünden adeta 10 kişi oynamış gibi tamamlayan takımın ritmi artmıştı. Dün gecenin en önemli kahramanı, göze görünmez, elle tutulmaz bir güç olan rüzgârdı. Topun ya hızını kesti ya da abartılı derecede artırdı. Güiza'nın usta ayaklarından çıkan topların çoğu takatsiz kalıp sönse de golü yapan İspanyol sevindirdi taraftarını.
Netice önemli Duyduk ki Aziz Yıldırım maçtan önce bir sağlık sorunu yaşamış, kısa bir baygınlık geçirmiş. Hem "Geçmiş olsun başkan" diyor hem de "Maça geleydin hiçbir şey olmazdı, çünkü kimsenin bayılmayacağı bir top oynandı dün akşam" diye bir şakayla selam ediyoruz başkanımıza. Neticeten bu heyecanlı, gerilimli zaman zaman da korku ya da komedi tarzına bürünen lig filmine 5 dakika ara verildi. Mevcut puan sıralaması ne olursa olsun kod adı Hatice olmaya mahkum filmin bu yarısının. Esasen Hatice'yi değil neticeyi beklemek lazım. Alışmışlara, tutkunu, tutsağı olanlara Allah kavuştursun diyor, sevgiler selamlar sunuyorum.