Fenerbahçe son maçını kazandı. Uzatma dakikalarında Özer'in çizgi üzerinden çıkardığı top sonrasında yaşananlar ve yazılanlar, bu pozisyonun bile önüne geçti. Sabah gazetesinde bu maçı yorumlarken, bu pozisyon ile ilgili tek kelime yazmadım. Tepkiler geldi. Dedim ki: "Ama MKE Ankaragücü'nün attığı ikinci golden önce net faulü de yazmadım. Hatta Aziz başkanı isyan ettiren Eskişehirspor maçı sonrasındaki yorumumda da hakem kararlarından bahsetmedim..." Bu pozisyonu fırsat bilenler, başta Hıncal Uluç ağabeyimiz olmak üzere, gazetecilik veya objektif yorumculuk dersleri vermeye başladılar. Herkesin söylediği kendini bağlar, saygı duyarız. Ama en önemli objektiflik, benzer olaylar karşısında, aynı tavrı sergilemektir. Fenerbahçe, Ankaragücü maçını alnının teri ile kazandı. Hakem kararlarındaki yanlışların sonuca etkisi oldu. Aynı iki hafta önce Ankaragücü, Denizlispor'u yenerken atılan gol öncesindeki faul kararının da komik olması gibi. O maçta da hakem yanlış yaptı. Aziz başkan Eskişehir maçı sonrasında isyan ederken duygusaldı. Camiasına bir mesaj verme çabasındaydı. Ama söylediklerine katılmak mümkün değildi. O gün kaybederken konuştu, Ankaragücü maçı sonrasında kazanırken de konuşmalıydı. Benzer olaylara, aynı tepkiyi vermeli. Yine de son noktada bu görüş tartışılabilir; eğer Aziz Yıldırım o gün, o çıkışı yapmasaydı, yardımcı hakem Ekrem Kan o pozisyona "devam" der miydi? Bazı maçları futbolcular, bazılarını teknik adamlar, bazılarını seyirciler kazanır. Ama bazen başkanlar da maç kazanır...