Daum, Kasımpaşa maçındaki sisteminden vazgeçip, Hollanda'da tekrar normale döndü. İyi de yaptı. Sahaya çıkardığı kadro bence bir-iki isim dışında başarılıydı. Ama iki isim önemli değildir. Normal olan iskeleti kurmaktır. Son haftalardan alınan başarısız sonuçların ardından şu anda Avrupa'nın en istikrarlı ve tek namağlup lideri olan takım karşısında Fenerbahçe'ye şans tanımayan arkadaşlarımız çoğunluktaydı. Ama onların bilmediği, Fenerbahçe'de oynayan futbolcuların kaliteleriydi. Dün akşam bu kalite ortaya kondu. Mehmet Topuz, Baroni, Bilica, Lugano, Vederson, Alex ve herkesin salladığı Güiza mükemmel bir maç çıkardı. Hollanda Ligi'nin namağlup lideri Twente, heleki iki puan geride olduğu bir ligde ve de kendi sahasında saldırması gerekinken bulduğu pozisyon sayısı sadece iki. Bir tanesi ilk devrede direkten döndü, diğerini de ikinci devre Carlos harika bir şekilde dışarı çıkardı. Ama buna karşılık büyük fark atabileceği bir maçtan sadece 1-0'lık galibiyetle ayrıldı.
Daum'un dinamikleri Buradan çıkarılacak sonuç çok açıktır. 1- Fenerbahçe, son üç maçtır medyanın üstüne saldırdığı kadar kötü bir takım değildir ve ilk devreyi de lider bitirebilecek kadar güçlüdür. 2- Yine Fenerbahçe'nin Hollanda'ya giderken "Bunlardan bir şey olmaz" diyenlerin tiyolarıyla iddaa oynayan arkadaşlarımızın kaybetme meselesidir. Artık Daum şunu bilmieli ki elinde kullanabileceği çok dinamikler var. Bazı isimlerin üstüne yoğunlaşmasına gerek yok. Burada önemli olan futbolcuların birbirleriyle kaynaşmasıdır. Dün Fotomaç'taki yazımda bu kötü gidişin sadece futbolcularla biteciğini yazmıştım. Yanılmadığımı gördüm. Twente galibiyeti futbolcuların dayanışmasının getirdiği galibiyettir. Üç gün önce küme düşmemek için Kasımpaşa karşısına da hemen hemen aynı kadroyla çıkılmıştı. Peki ne oldu da Hollanda Ligi liderini ezen bu takım, Kasımpaşa'dan üç yedi? İşte bu sorunun yanıtı bulunduğu zaman Fenerbahçe'nin önünde hiçbir engel kalmaz. Sonuçta söyleyeceğimiz, Fenerbahçe hakkıyla kazandı.