Dün resmi internet sitesinde yapılan açıklama beni hayrete düşürdü. Bazı yazarların, Volkan Ballı'nın takımdan karga tulumba gönderilmesinin yanlış olduğunu yazmaları üzerine, "Gazetecilerin bugünkü serzenişlerini 'kaynaklarının kuruması' nedeniyle haber bulmakta duydukları sıkıntıya bağlıyoruz" dendi. Yani bunun başka bir söyleniş şekli, "Volkan Ballı, gazetecilere haber sızdıran bir ajandı. Bu yüzden görevine son verdik" demektir. Bu ayıptır, günahtır. F.Bahçe için gecesini gündüzüne katmış, işini batırmış, iflas etmiş bir adama böyle bir suçlamada bulunmak gerçekten üzüntü verici. Ballı'yı bizim piyasada sevmeyen yoktur. Bütün spor camiasında efendiliğiyle, adamlığıyla rakip takım taraftarlarının bile sevgisini kazanmıştır. Böyle bir unvan da kimseye nasip olmaz. Gazetecilerin işi haber yapmak. Kulüp yöneticileriyle, futbolcularla, menajerlerle hatta başkanlarla zaman zaman telefonda, zaman zaman da dost meclislerinde haber alabilmek için konuşurlar. Bundan daha doğal bir şey olamaz.
Krizi yönetecek yok! Volkan Ballı'nın idari menajerlik yaptığı süre içerisinde olumsuz denilecek tek bir hareketi olmamıştır. Her zaman barışçıydı. Bir Avusturya kampı sırasında takımın oteline girerek, "Çıplaklar Kampı" başlıklı haberi yapıp F.Bahçe'nin böyle bir otelde kalamayacağını ve bunun sorumlusunun Volkan Ballı olduğunu yazdığımda dahi benimle hep nezaket kuralları çerçevesinde konuştu. Son zamanlarda Ballı'nın kulüpten iyice uzaklaştırıldığını, maaşının ödenmediğini, kulübün ona verdiği telefonun bile geri alındığını duydum. Bu nasıl bir vefasızlıktır! Böylesine Fenerbahçe sevgisi ile dolu bir insan, bu kadar çabuk nasıl harcanır? Samandıra'nın "Ballı'sız" durumu ortada. Takım oyuncularının hepsi gergin, kimse sinirlerine hakim olamıyor. Kart görmeyen oyuncu yok. Bunun yanı sıra krizi yönetecek kimse de yok! Yani oraya bir 'ağabey' şart. Başkan Yıldırım, Ballı'nın ajan olduğunu düşüneceğine dışarı haber sızdıranları bulmak için etrafına bir baksın! Emin ol başkan, onlar sana herkesten daha yakın! Herkese iyi bayramlar...