İki takımın da savunma ağırlıkla kadrolarla sahaya çıkması aslında iki teknik adamın korkaklığının göstergesiydi. Türkiye'nin iki büyüğünün "pozisyonsuz" ilk 45 dakikasında hafızalarımızda İbrahim Üzülmez'in Gökhan'ı düşürerek yaptığı net penaltı pozisyonu kaldı. Hakem Aydınus, ya tribün baskısından ya da süzemediğinden pozisyonu es geçti. F.Bahçe'de Santos takımın en kötüsüydü. Anlamsızca her pozisyonda içeri kat ederek takımının sol kanadını işlemez hale getirdi. Emre'nin gereksiz ve çoğunlukla takımına zarar veren agresif halleri, sarı-lacivertlilerin bütün takım disiplinini yerle bir etti. Bu kadar olmaz arkadaş! Hem rakiple hem kendi takım arkadaşlarınla kavga ediyorsun! Kimse de moral bırakmadın. Alex maç boyunca adeta Fink'in kucağında oynadı. Mustafa Denizli'nin, "Alex'i kilitlersem Fener'i bitiririm" taktiği tuttu. F.Bahçe teknik heyetinin maçı sadece seyretmesi ve gereken değişiklik yapılması için maçın 2-0'a gelmesini beklemeleri de mağlubiyetin nedenlerindendi.
Disiplin önemli sorun Alex'siz "beyinsiz" kalan sarı-lacivertliler, sarhoş bir adam gibiydi. Ne yapacağı belli olmayan, Mehmet, Emre ve Cristian dışında ayakta duramayan bir topluluk! Topluluk diyorum çünkü F.Bahçe dün gece "takım" diye anılmayı hak etmedi. Emre sakatlanıp çıkınca top yapamayan F.Bahçe, Kazım'ın da kırmızı kart görmesiyle teslim bayrağını çekti. Ankaraspor maçının oynanmaması ve lige verilen arayı "boş" geçen sarı-lacivertillerin maç kondisyonu iyice bitmiş. Bu arada yapılacak iki hazırlık maçı takımın gücünü kaybetmesini engelleyebilirdi. Ama Daum tatil yapmayı ve Samandıra'da "neşeli" idmanları tercih etti! Bir mağlubiyetle her şey bitmedi tabii. Şampiyonluk için derbileri kazanmak yetmiyor. Ama F.Bahçe'nin öncelikli halletmesi gereken sorun takım disiplini.