Son günlerde tartışılan konu "Milli Takım'ı yerli mi yoksa yabancı mı çalıştırsın?" Sanki futbolumuzun kurtuluşu tek bir adamın eline kalmış. Yahu, kim gelirse gelsin ne fark edecek? Seçilecek futbolcular belli, o gün iyilerse maçı kazanırsın, kötülerse kaybedersin. Hepsi o kadar. Bana koltuğunun altında büyük reformlar önerecek, kurtuluş dosyaları taşıyan tek bir adam gösterin, oyumu ona vereyim. Aslında federasyonumuz eğer Avrupa'da bütçe olarak 5. sıradaysa her katılamadığımız turnuva bizim için çok büyük başarısızlıktır. Anlatmak istediğim tek bir adama takılıp kalmayın. Neden devamlı güçlü bir menajerlik sisteminden bahsettiğimi bir düşünün. (Ayrıntıları yakında sizlerle paylaşacağım). Hep 300-500 kişiyle yapılan anketlerden çıkan taraftar sayısını eleştiririm. 'Kıstas nedir?' derim. Nihayet sevgili Turgay Demir de konuya parmak basmış. "Kim fazla ürün, kombine, telefon kartı satıyorsa onun taraftarı fazladır" diyor. Çok haklı. Ben de bunların gösterge olacağını savunuyorum.
Kambala'yı kovmuştu Boşverin Fenerbahçe'nin taraftar kart sayısında dünya birincisi olduğunu, tek tek sayım yapalım diyorum. Bu da elimizde. İlk nüfus sayımında istatistiklere, "Hangi takımı tutuyorsun?" sorusunu ekleyelim. 70 milyondan çıkacak sonucu herhalde herkes kabullenecektir. Aslında bu iş çok kolay. Haydi sevgili Turgay, sen de bir omuz ver de şu işi bir gerçekleştirelim. Efes maçında Kerem Gönlüm maskeleri takıldı. Sevinç Kerem'le paylaşıldı. Arada güya mesaj vermek için Kambala maskeleri takan da oldu. Bakın arkadaşlar, Fenerbahçe dopingci Kambala'yı kulağından tuttuğu gibi attı. Siz Kerem'e sahip çıkıyorsunuz. İşte aradaki anlayamadığınız fark bu. Fenerbahçe'nin neden etik değerlere böyle bağlı olduğunu anlayamadığınız müddetçe biz ne anlatsak boş. Şimdi amatör branşlarda şampiyonluklar kazanıldığı zaman değil de mağlup olunca Fenerbahçe'nin spor kulübü olduğunu hatırlayanlar bir kenara bırakılmalı ve tüm güçle büyük önem taşıyan yarınki Gaziantepspor maçına hazırlanılmalı.