Gençlerbirliği karşısındaki Fenerbahçe'de, galibiyet treni alın teriyle çalıştı. Gördük ki, iyi futbol start aldı. 8 maçlık tarihi başarının arkasında duran en anlamlı güç budur. Çünkü futbol kimliğini bulamayan takımlar, övgülerle gerçekler arasında sıkışıp kalır. Bakınız: Galatasaray.
***
Fenerbahçe iyi bir takımı yendi. Futbolun tarihi yoklamasında parmak kaldırırken, ciddiyeti ve direnciyle de tribünleri ayağa kaldırdı. Bu duruş ilk 8 haftada yeterli puanı ve tarihi bir başarıyı sağladıysa... Bundan sonrası daha çok dikkat istiyor. Nasılsa arkadan gelen yok diye yürürseniz, geleceği tahmin edemezsiniz. İstikbalin sebebidir istikrar!
***
Parantez içine aldığım özel adamlar var. Alex de SouzaEstetik cenneti. Güzelliklerin onurlu tekrarında.. Gol vuruşlarında saniye sekmiyor. Top onun ayağına geldiğinde, Fenerbahçe başka boyuta geçiyor. Aksi ispat edilene kadar, bu topraklarda gördüğümüz en özel adam. Lütfen herkes ceketini iliklesin.
***
Emre BelözoğluFenerbahçe'nin orta alanı, kuvvetli bir aşkla, rakibe karşı duruyorsa. İlk sebebi Emre'dir. Varlığı rakiplerin başına bela. Yokluğu Fenerbahçe'nin başına dert. Her hafta yaptırım gücü yüksek, değişik versiyonlar sunuyor. Geçen sezon tek parmak yazan arzuhalciydi. Şimdi bilgisayar inceliğinde.
***
"Uzaylı takım" masallarıyla gerçeklerinden uzaklaştırılan Galatasaray'da "hüzün tahsilatı" başladı. 2 maçta 5 puan. Rijkaard, Gökhan Zan'ın sakatlığıyla ilgili olarak, Fatih Terim'e gönderme yapacağına, kendisine bir mektup göndersin. Keita yoksa, Galatasaray yok mu? Bir dokunuşta yerle bir olan bu defans neresinden elle tutulacak? Cevaplarını da kendisi versin.
***
Beşiktaş'ta tribünlerin protestosu vardı. Tribünlerin tavrını eleştirmek kadar, yöneticilerin kayıtsızlığını öne çıkarmak da görevimiz. Hey! En ön sıradaki beyefendi! Size söylendi, tribündeki bütün türküler. Yıldırım Demirören, "Hiç kimse Beşiktaş kulübü başkanına böyle davranamaz." diyor. Anlaştık! Ama Beşiktaş kulübünün hiçbir başkanı, böyle kitlesel bir tepkiye koltuğuna mıhlanarak karşı koymaz. İnsanlar giderken büyük olmalı. Kalıp küçülmek yerine.
***
Ankara'da tribün terörü vardı. Bunlar iyi günler! Futbolcun bitirim. Yorumcun külhan! Yöneticilerin küstah. Hakemlerin korkak! Ne beklenir ki bu alemden? Hormonlu yorumcular, olay yerinden hızla uzaklaşan katiller gibi. Irkçı yazarlar, çocukları katliama davet eden zalimlerden farksız. Bir baba, çocuğunu kucağına almış, evine nasıl döneceğinin hesabını yaparken. Hangi cümle, o çocuk ve babasındaki korkuyu anlatabilir? Hangi tepki o soysuzluğun hakkını verebilir?
***
Ekranlardaki bataklıklar kurutulmadan Futboldaki terörün önü alınamaz! Başka sözüm yoktur.