* Böyle bir utanç verici hezimetten sonra dünyanın uygar ülkelerindeki medya öyle bir gürlerdi ki ne Tanjeviç kalırdı, ne de federasyon
* "12 adam az" diyen Tanjeviç, Polonya'ya 3 adamı 'maç seyretsin' diye götürdü. Türkiye aslında 12 değil, 9 kişiyle oynadı. Yanlış takım seçti
* Arkana Yıldırım'ı alacaksın ondan sonra Türk basketbolunun padişahı olacaksın. Türk sporunun bu kadar sahipsiz olduğu bir dönem daha yok
_Basketbol Milli Takımı iyi başladığı Avrupa Şampiyonası'nı 8. olarak bitirerek büyük bir hayal kırıklığı yaşattı. Avrupa Şampiyonluğu'nu aynen geçen sene Beşiktaş'ın eline Türkiye şampiyonluğunu koydukları gibi koydular.
Bu kadar zayıftı takımlar.
_Grup maçlarında yendiğimiz İspanya şampiyonluğa ulaştı. İspanya'yı da yendik, final oynayan Sırbistan'ı da yendik. Biz o kadar yanlış bir takım seçtik ve kenardan bu takımı o kadar yanlış yönettik ki 8. olabildik ancak!.. Dünyanın uygar ülkelerinde böyle bir utanç verici hezimetten sonra medya öyle bir gürler ki ne Tanjeviç kalır, ne federasyon. Ama Türkiye'de basketboldan anlayan medya yok. "Teşekkür ederiz", "Gurur duyduk" diye yazılar okuyorum. Bu kadar basketbol kara cahili olamaz bir medya. "Gurur duyduk" yazısını Hürriyet gazetesinin spor servisinin şefi yazıyor. Ben artık o Hürriyet'in sporuna bakmam. Böyle bir hezimetten gurur duyan bir kafanın yönettiği Hürriyet spor artık okunmaz, okunmamalı!.. Ama 'Türkiye'de kim istifa ediyor ki Hıncal ağabey!..' dersen o da başka. Türkiye'de 'istifa' diye bir müessese yok. Selde insanlar ölüyor, kimsenin umurunda değil, tren kazasında insanlar ölüyor, kimsenin umurunda değil, trafik kazasında, işte bayramın ilk günü 50 kişi ölmüş, 180 kişi yaralanmış, kimsenin umurunda değil. Olimpiyatlar'da hezimete uğradık, rezil olduk Pekin'de; dönüşte "Neler yapacağız" diye bakan söz verdi, Olimpiyat'ta hezimeti hazırlayan kadro aynen devam ediyor. Böyle medyaya, böyle sonuç. Elle tutulur tarafı yok. Hayatında bir gün basketbol antrenörlüğü yapmamış ben, Hıncal Uluç, Tanjeviç'in yerinde olsaydım, o takım şampiyon dönerdi Avrupa'dan. Çünkü çok daha iyi 12 kişi seçerdim ve o 12 kişiyi maçlarda çok daha iyi yönetirdim. 'Türkiye'yi sat. Avrupa'da bütün takımlar dökülüyor ama sen öyle bir Türkiye takımı seç ve öyle yönet ki bu Türkiye şampiyon olamasın' deselerdi Tanjeviç bunu yapardı ancak!.. Bu kadar ağır durum. Ve bu ağır durum karşısında kimsenin gıkı kıpırdamıyor.
HEPSİNİ YENERDİK _Tanjeviç buna karşılık, şampiyona sonrası kadronun 12 kişi ile sınırlı olmasından şikayet etti. Çok yoğun bir turnuva programı yüklemiş FIBA. Tanjeviç'in söylediği fevkalade mantıklı. Hiç itirazım yok. Bu işin içinde sakatlıklar olabilir, yorgunluklar olabilir, her şey olur. FIBA diyebilirdi ki 'Bu yoğunluk içinde 16 kişilik kadroya izin veriyorum.' Ama Tanjeviç gibi birinin 12 kişilik kadroya itiraz etmesi için mevcut 12 kişiyi doğru seçmesi lazım. Tanjeviç'in oraya götürdüğü her an oynayabilecek, her an bir şey yapabilecek adam sayısı 9; geri kalan 3'ü maçlar kazanıldığı ya da kaybedildiği kesin ortaya çıktıktan sonra, yani oyun sonundaki fark 20'ye çıktıktan sonra oynayabilecek, ya da göreceli olarak maçın sonucunun önemli olmadığı dinlenme maçlarında oynayabilecek adamlar. "12 adam yetmez" diyen Tanjeviç oraya 3 tane 'soyunup, maçı seyretsin' diye adam getirdi. 9 kişiyle oynadı Türkiye aslında, 12 kişiyle de değil. 12'yi beğenmeyen adama sormazlar mı o zaman!.. 'Niye 9 kişi seçtin?' Sen Kaya gibi bir adamı kenarda bırakıyorsan, Ermal gibi bir adamı kenarda bırakıyorsan, Hüseyin Beşok gibi bir adamı kenarda bırakıyorsan, Serkan Erdoğan gibi bir adamı kenarda bırakıyorsan ve oraya Barış Hersek, Bekir Yarangüme ve de Engin Atsür ile gidiyorsan, suçu kimsede aramaya gerek yok. Bir de kafaya bak. Bir maçta Engin Atsür ilk 5'te, son saniyede maçın kader topunu kullanan adam, ertesi maç 40 dakika boyunca ortada yok. Böyle bir seçim olur mu? Böyle bir yönetim olur mu? Çocukların yapmayacağı yanlışlar bunlar. Maç içindeki ayrıntılara girmiyorum. Tanjeviç'in iler tutar tarafı yok. Tanjeviç'in yok da Tanjeviç'i görevde tutan Turgay Demirel'in var mı? Arkana Aziz Yıldırım'ı alacaksın, ondan sonra Türk basketbolunun padişahı olacaksın. Yok ya!.. İşte buyur... Rahatça şampiyon çıkabileceğin bir turnuvadan 8. çıkıyorsun ve Türkiye'de bunun hesabını soracak kimse yok! Ben Türk sporunun bu kadar sahipsiz, bu kadar kimsesiz, bu kadar başıboş olduğu bir dönem hatırlamıyorum. "Gurur duyduk, teşekkür ederiz" diye yazan bir medya!.. Bu medya beni utandırıyor, Tanjeviç'ten önce...
_Yunanistan maçının ardından 'Yunan lobisine takıldık' gibi yorumlar okuduk, duyduk. Sonucu hakemler mi belirledi? Gülmek bile gelmiyor içimden!.. Yunan maçı 1 sayı, 2 sayı fark ile bitmezdi ki!.. Yunan maçı 20 sayı fark ile biterdi. Ne yapacaktı o zaman hakemler!.. Her maçta hakemlerin doğru kararı var, yanlış kararı var. 19 sayı öndeyken, 19 sayı geriye düştüğün maçta hakemler ne yapmış olabilir sana!.. Sen takım olarak ne koydun ki ortaya hakeme laf edecek halin var! Her maçta ben sana yanlış verilen üçlükler göstereyim. 'Yunan lobisi vardı' da Yunanistan niye finale kalamadı!.. Zavallı mazeretler bunlar. Şu turnuvada Türkiye'nin hakemlerle beraber yenmeyeceği takım yoktu. Hepsini yenerdik biz. Doğru takım seçseydik biz, doğru takım götürseydik ve doğru oynasaydık. Bir Fernandez ile Gasol, İspanya'yı şampiyon yapmaya yetti. İki kişi yetti.
REKLAMLARIN YILDIZI _Bizde ise NBA'deki yıldızımız Hidayet beklenen performansı göstermekten çok uzaktı. Hidayet ortada vardı ama takımı perişan etmek için. Ama sen Hidayet'e bu kadar teslim olursan Tanjeviç efendi, o da böyle oynar işte. Geçen hafta sordum ben okurlarıma; 'Hangi Hidayet sizce daha başarılıydı? Maçlardaki mi yoksa reklamlardaki mi?' diye. Bütün cevaplar 'reklamlardaki' diye geldi. Bir tane 'Maçlardaki Hidayet' diyen çıkmadı.