Dün akşam sahada sadece bu senenin değil son senelerin en kötü Fenerbahçe'sini seyrettik. Eğer şu maçtan üç puanla çıkıldıysa bu gerçekten Fenerbahçeliler için muhteşem bir bayram hediyesi oldu. Tribünleri boşaltanlar evlerine giderken "Böyle oynarsak bu lig nasıl bitecek?" sorusunu soruyorlardı. Gerçekten sahada elle tutulacak bir Fenerbahçeli futbolcu yoktu. Tek ayakta kalmaya çalışan Mehmet Topuz'du. Ama o da dışarı alındı. Hadi yine ilk 45 dakikayı bir kenara ayıralalım. Rakibine hiç pozisyon vermeyen ve de 4 net pozisyonu kaçıran Fenerbahçe, ölü vuruştan da olsa 1-0'lık skorla soyunma odasının yolunu tutu. Yalnız burada maçın en güzel hareketini yapan yani frikikten muhteşem bir vuruşla golü atan Gökçek Vederson'u bir ayrı tutmak gerekir. İkinci 45 dakikada "Fenerbahçe farka gidebilir" diye düşünürken gerçekten inanılması güç derece kötü bir takım izlemeye başladık.
Yanlışları örtmez! Mücadele yok, topa basma yok, rakiple didişme yok. İkili mücadeleler hep Büyükşehir Belediye'nin oldu. Akıl almaz derecede yapılan pas hataları ki buna geriden oyunu kurmaya çalışan Lugano ve Bilica da dahil. 40 metreden vurduğu toplarla rakibini rahatlatan Cristian (!) ki o Cristian rakip ceza alanına orta yapması gereken pozisyonda topu kaleci Volkan'a geri pas olarak attı, gözlerime inanamadım. Güiza hiç yok, Santos yok, Alex yok. Kazım inanılmaz derecede vurdumduymaz. "Peki bu şartlarda nasıl oldu da Fenerbahçe kazandı?" diye sorarsanız, Vallahi bir futbol adamı olarak bu soruya yanıtım sadece "Onu gidin de Büyükşehir Belediyeli futbolculara sorun" olur. Gerçekten dünkü Fenerbahçe'yi yenemeyen benim için iyi takım değildir. Geçen hafta Trabzon'dan 6 gol yiyen bir rakibe karşı oynanan futbolu kınıyorum. "6'da 6 oldu" diye yapılan hatalar kesinlikle sümen altı edilmemeli. Yoksa ileriki maçlarda yenecek darbeler çok kötü olur.