Final niteliğindeki maça çok iyi başladık, golü bulduk sonra durduk. Büyük tehlikeler yaşadığımız İlk 45 dakikayı biraz da şansımızın yardımıyla 1-1 berabere kapadık. İkinci devreye de yine iyi başladık. Pozisyonlar bulduk, riskler aldık, rakibe de pozisyon verdik. Fatih Terim, maça Sercan'ın yerine Semih ile başladı. Kazım'ın, yerine de Hamit'i sağ kanada çekti. Ceyhun'u da ön liberoya koydu. İyi bir 11'di. Henüz 4. dakikada Emre ile gole çok yaklaştık. Hemen ardından Gökhan'ın getirdiği topta bu sefer gene Emre ile golü bulduk. Her şey iyi giderken, Fatih Terim hiç gereksiz şekilde Tuncay'ı sağ kanada, Hamit'i de ortaya çekip Semih'i ilerde yalnız bıraktı. O dakikadan itibaren oyunun bütün hakimiyeti rakibe geçti. Çok pozisyon buldular. Hele Önder ve Servet'in ayaklarındaki topları kaptırmasıyla kaçırdıkları bizim şansımızdı. Volkan ile Bosna forvetleri arasında geçen bir ilk yarı izledik. Attıkları golü ise kim olsa çıkaramazdı.
Gökhan çok çalıştı İkinci devreye Fatih Terim, savunmayı üçleyip orta sahayı beşleyip başladı. 3-5-2'ye döndü, yani bir anlamda risk aldı. Yapılması gereken de buydu. Direkten dönen, kalecinin kurtardığı, savunmaya çarpan ve de bizim beceriksizliğimizden kaçan goller almamız gereken galibiyeti engelledi. Oyun hep sağ tarafa yıkıldı. Gökhan Gönül, 90 dakika ileri geri çalıştı. İlk devre Hamit, ikinci devre de önünde kim gelirse ona yardımcı olmadılar. Gollü attırdı, gollük şutlar attı, gol pozisyonlarına girdi. Yani sağ kanat sürekli çalıştı. Eleştirilebilir ama burda bir gerçek var ki Milli Takım'ın sol kanadı felç halinde. Soğukkanlı olmalıyız ama en başta bunu Terim yapmalıydı. Terim, takımını komutansız bıraktı. İşimiz artık çok zor. Belçika'yı yenip, Estonya'dan mucize bir haber bekleyeceğiz. Dün gecenin en anlamlı olayı maça gelen Türkler ile Bosnalı kardeşlerimizin karşılaşmadan önce şehitlerimiz ve selden hayatını kaybeden vatandaşlarımız için yaptığı saygı duruşuydu.