Taraftarla bütünleşme Fenerbahçe'nin, taraftarıyla bütünleştiği an önünde hiçbir engel kalmayacak Tribünler, artık takım kötü oynarken de desteğini sonuna kadar sürdürüyor
Nasıl unuturuz, sene 1986. Bordeaux'yu orada 3-2 yenmişiz. Rövanş İnönü'de. 35 bin yürek bir olmuş, resmen sahaya inmiş bizimle oynuyor. Elbette turu geçtik. Nasıl unuturum, sene 2001. Bu sefer ben de tribündeyim. Gaziantep ilk devre 3-0 önde, şampiyonluk gidiyor. Devre arası yer gök inliyor: "Buraya gelin söz verin." Tribünler yine sahada. Maç 4-3 bitiyor. Fenerbahçe şampiyon; 100. yılı ve 2007'yi nasıl unuturum. Her maç 52 bin kişi haykırıyor. Salonlar, havuzlar, pistler dolup taşıyor, her branştan gelen şampiyonluk taçları geliyor. Gene nasıl unuturum, geçen sene bütün maçlarda futbolcular ıslıklanıyor, yuhalanıyor, tribünler bölük pörçük. Hiç olur mu? Et tırnaktan kopar mı? Oluyor işte.
Sonuç ortada. Çok kötü geçen ve biten bir sezon. Ve bu sene yine maziye dönüyoruz. Yüzler gülüyor. Maraton Üst A-B Blok'tan isyan edercesine, gırtlaklar yırtılırcasına başlayan gürültü bütün stadı sarıyor. Küfür yok, ıslık yok, protesto yok. En önemlisi takım kötü oynarken destek daha da büyüyor. Yeni taraftar diyor ki, "İyi gününüzde mutlaka kazanırsınız. Ama mutlaka kötü günleriniz de olacaktır. İşte o zaman işleri bizlere bırakın." Şu bir gerçek ki Fenerbahçe, taraftarıyla bütünleştiği an, önünde hiçbir engel kalmasının mümkünatı yoktur.