Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabildi" derler. Bu söz F.Bahçe'nin nöbetçi golcüsü Semih'e öyle yakışıyor ki! Sarı-lacivertli formayla 1999-2000 sezonunda tanışan Semih, efendiliği, alçak gönüllüğü ile herkesin takdirini kazandı. Ama bir türlü nöbetçi golcülükten, sürekli golcülüğe terfi edemedi. Kendinizi bir süreliğine Semih'in yerine koyun. Her ne kadar, "Ben F.Bahçe'nin askeriyim. Ne zaman görev verilirse hazırım" dese de eminim içi buruktur. Gece yatağa yattığında, "Ben nerede hata yapıyorum" diye düşünüyordur. Türkiye'ye gelen her teknik direktör, her futbolcu Semih'i yere göğe sığdıramıyor. Ama o bir türlü ilk 11'in oyuncusu olmayı başaramıyor. Aslında bunun sebebi çok açık. F.Bahçe'de Semih'le çalışan hiçbir teknik adamın suçu yok! Suçlu kesinlikle yönetimdir. Her transfer dönemi Semih'i yeterli görmeyip, forvete Washington'ları, Nobre'leri, Van Hoijdonk'ları, Kezman'ları, Anelka'ları, Güiza'ları alan F.Bahçe yönetimi, bu icraatıyla, "Semih'le bu iş olmaz" demiyor mu?
Volkan Ballı nerede? Teknik direktörlere, "Bu kadar para verip forvet aldık. Semih'i değil onu oynat. Yoksa taraftar bizi tefe koyar" baskısı yapılmıyor mu? Şimdilerde gazetelerde, "Semih F.Bahçe'den ayrılacak" haberleri çıkıyor. Git Semih kardeşim. Hiç durma! Senin değerini bilecek, sana güvenecek bir takımda oyna artık. Tribündeki taraftarın bile aklına son dakikalarda geliyorsun! Tıpkı hocalarının olduğu gibi. F.Bahçe'nin şampiyonluklarında büyük pay sahibi olan, sarı-lacivertli renklere olan aşkı dolayısıyla işini batıran, ailesi parçalanan Volkan Ballı'yı şimdilerde gören yok. Nerede Ballı? Umarım kalbi F.Bahçe sevgisiyle dolu bu insana vefasızlık yapılmaz. F.Bahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu'nu uzun süredir göremiyorum. Araştırdım, rahatsızmış. Geçmiş olsun Mosturoğlu. Kendine dikkat et, sen F.Bahçe'ye lazımsın.