Her takımın kriz günleri vardır. Trabzonspor da böyle bir zamanı yaşıyor. Diyarbakır, Toulouse ve Manisa maçları tam bir "şok" oldu. Bursa önünde bırakılan 2 puana ise kayıp diye bakmıyorum. Artık ileri bakmak gerek. Milli aradan sonra ligin hırslı ve sürpriz takımı İstanbul BŞB ile maç var. İstanbul'daki bordo-mavililer, bu maçta tribünleri doldurmalı. 3 puan tırmanışı başlatır. Bu arada Hugo Broos, bazı saplantılardan vazgeçmeli. Avni Aker'de tek forvet oynanmamalı. Sonradan öğrendim, Barış'ı savunmaya gelmiyor diye çıkarmış. Gelmesin, gelecek başkaları olmalı. Rakibi tek hırpalayan Barış'tı. Ferhat böyle giderse, Cale biter. Yeri sağ bek olmayan Tayfun, aksayan Song- Egemen ikilisinin alternatifi olmalı. Sola alınan Gabriç neden sağda? Alanzinho, Fenerbahçe'deki Alex gibi oynatılmalı. Ben olsam, Ceyhun'u forvet oynatırım. Tjikuzu, bu takımda oynayamaz. Selçuk hareketlenmeli, Colman da kendine gelmeli. Müzmin sakat Yattara da artık 'Trabzon'un Ringo'nun ahırı' olmadığını anlamalı. Ne böyle kardeşim, bir var, beş yok. Haddini bilmeli. Bedava oynamıyor. Avni Aker, adı en fazla bilinen, ama kim olduğu en az bilinen insanlardan biri. Aker, Trabzon'daki ilk beden eğitimi öğretmeni. Kurtuluş Savaşı kahramanı. Arkadaşı Hayri Gür'ün teklifiyle Vali Adil Ciğeroğlu stada adını vermiş. Bu statta 6 kez şampiyonluk kazanan Trabzon'un hayalleri yaşıyor. Önceki yılların yüksek tansiyonu artık yok. Bugünlerde geçmişin aksine hüzün var.