Bu kez Davut Güloğlu röportajını okudum. Karadenizli olması, magazin programına açtığı evindeki Trabzonspor formasıyla bizi biraz ilgilendirir. Mustafa Topaloğlu-Özcan Deniz karışımı yeni imaj eşliğinde sitem ediyor: Adım Davut değil David olsaydı saygı görürdüm... Bu ifade kendince bir haklılık payı taşıyabilir. Ancak "saygı" başka bir şeydir. Ünlü ve çok kazanan biri olup saygı göremeyebilirsiniz; aksine pek tanınmayan, kıt kanaat geçinen bir şahıssınızdır da, büyük saygı görüyorsunuzdur. Farklı bir şeydir saygınlık. Bana sorarsanız Güloğlu, müzikalitesine göre en az hak ettiği kadar değer bulmuş bir isimdir. Ayrıca, yabancı olduğu veya yabancı ismi taşıdığı için prim yapan türkücü ya da şarkıcı da yoktur pek. Buradan geliyorum futbolcu Davut'lara. Malumunuz, Trabzonspor'da Trabzon kökenli oyuncuların sayısı azalıyor. Forma şansı olanlar Engin, Barış ve Tayfun. Sağlam bir Yattara, iyi bir Alanzinho varsa Trabzonspor sahaya Trabzonlu oyuncu olmadan çıkabilir.
Çağdaş bir altyapı Hadiseyi, hamaset katmadan incelemek, sorunları çözmek gerek. Kadroda Trabzonlu oyuncular olması, Trabzonspor'un özgün karakterini sahaya yansıtması, diğer oyuncuların da geleneksel felsefeyi hızlı ve doğru anlamaları için önemli bir altyapıdır. Şüphesiz, o yerlinin yerlisi oyuncuların beceri ve etkinliği yeterli olmalıdır. Altyapı dedik ya başka bir manada. Trabzonspor için kullandığımız yaygın anlamıyla altyapıdır bu kurumun temel sorunu. Sümer tarafından kurulan ve bir türlü modernize edilemeyen futbolcu altyapısı, kulübü ve takımı zorlayan baş sıkıntıdır uzun zamandır. Bir Hami, bir Ogün, bir Fatih, bir Gökdeniz daha çıkaramayan, yukarı taşıdığı çocuklara özgüven, berrak zihin, çağdaş akıl ve felsefe yükleyemeyen bu altyapı ile Trabzonspor'un ne adam akıllı bir saha başarısına, ne de maddi dengeye ulaşamadığı ortadadır. Daha beteri, sürekli göç veren ve kültürel mirasını yeyip bitirmiş kent dokusu ile şehir de Trabzonspor'a katkı yapamamaktadır.
Profesyonellik de gerekli Ufak işlerle uğraşmamak, direksiyona da büyük işlere yönelmekten korkmayacak insanları geçirmek şarttır. Bir yandan bu kentin sosyokültürel yapısını ayağa kaldıracak her tür çabaya, diğer yandan da kulübün futbol altyapısını modernize edecek yabancı ve yerli profesyonellere ihtiyaç vardır. Yoksa, altyapıdan asla bir Fatih daha çıkmayacağı haklı korkusuyla, her türlü olumsuzluğuna rağmen Fatih'i geri getirmek için yeyip durur birbirini bu camia...