Hasta yatağına başını koyduğu gün Beşiktaş'ın asi yüreği isyanını tribüne yazdı: Bugün dost yaralanmış yine gönlüm hoş değil! Hepimizin Vedat abisi için yaşadığımız hüznün, milyonlarca Beşiktaşlının yüreğinde kelimelere dökülmüş haliydi bu cümle... Dost yaralanmıştı... Bir tek gün, bir tek cümle yazmadım, yazamadım... Elim varmadı... Hastaneye ya da evine gitmedim, gidemedim, ayaklarım götürmedi... Heybetli, hayata karşı dimdik duran, yüzü hep gülen, "Hayat bana kötü davranmıyor be güzel adam" diyen bir Vedat ağabeydi o benim için, hep öyle hatırlamalıydım...
Vicdanımla varım Duydum ki durumu ağırlaşmış... Şimdi hiç yazmamalıyım dedim... Hep bekledim... "Geçmiş olsun" yazısı yazarım bir gün diye... Olmadı... Nur içinde yat Vedat ağabey... Kötü gününde Sanlı Kaptan'la birlikte cebinizden para verip kampa aldığınız o Beşiktaş seni hiç unutmayacak... Ne zaman Beşiktaş sahipsiz kaldı türünden bir uçurtma uçurulsa ilk sen karşı çıkardın... "Kimse yoksa ben varım, cüzdanımla, vicdanımla varım" derdin... Ne güzel adamdın sen Vedat abi, ne yürekli adamdın... Rahat uyu... Beşiktaş'ını da düşünme, gözün arkada kalmasın...
Ne mutlu Vedat abi Sıradan bir vatandaş olarak seninle aynı yüreğe sahip milyonlarca Beşiktaşlıdan biri olan bu kardeşin de, emanetçisidir bu renklerin... Şimdi hep birlikte senin ardından ve senin için çok daha gür bir sesle haykırıyoruz; Bekçisiyiz kopsa kıyamet, siyahbeyaz bize emanet... Hayat böyle bir şey işte... İnsan dediğin masal gibi... Bir varmış, bir yokmuş... Ne mutlu, Vedat abi gibi adamca yaşayıp, adamca ölenlere.. Kazım ağabey, Orhan Şengürbüz ve şimdi de Vedat ağabey...