Aziz Yıldırım'ı överken ölçüyü kaçıran arkadaşı eleştirirken, "Bir gaflete düşmüş, yağdanlık gibi davranmış, bir meslektaşı olarak uyarmam gerekir" diye düşünmüştüm. Yanılmışım... Bi defa anladımki biz meslektaş falan değilmişiz!!! En azından dünkü itirafı onun gazeteci olmadığını gösteriyor!.. Bize göre yağcılık olan tavrının yeni olmadığını söylüyor. "Yıllardır böyleydim, yine böyle olacağım" diyor. Allah şifa versin. Buyurmuş ki bizler, yani yağ kokan yorumunu eleştirenler onu kıskanmışız. Buyurun buradan yiyin. Eğer yazdığı haber olsa gerçekten kıskanırdım. Hem de ne kıskanmak, çatır çatır çatlardım. Çünkü ben gazeteciyim, iyi bir haber gördüm mü yapanı alkışlarım, Allah şahit acayip de kıskanırım. İyi de 'bu arkadaşın yazdığının neresi haber' bilen varsa beri gelsin. Başkan bu takımı şampiyon yaparım diyorsa yapar, yapamazsa bilin ki hile var... Başkan herkesle savaşa hazır... İsterse Arda'ya şapka giydirir... Yazdıkları bu... Bu satırları kıskansa kıskansa yağcılar kıskanır, gazeteciler değil... Öte yandan bu arkadaş bir konuda haklı! Aziz başkandan haber almak zordur, Yıldırım Demirören'den, Adnan Polat'tan da öyle... Bırakın başkanları Mustafa Denizli'yle, Fatih Terim'le ropörtaj yapmak bile zordur... Misal ben kolay kolay bunların hiçbirini yapamam. Hep söylerim, Yıldırım Demirören'e uzak gazetecilerden takım kurulsa, kaptanı ben olurum. Bu diğer başkanlar, teknik adamlar için de aynı şey geçerli. Denizli'yi sezon boyu eleştirdim... Terim'i de öyle... Dolayısıyla yağ çekerek haber ve röportaj beklemek bana göre değil. Bir sürü haber ve röportaj atlarım ama hak edeni, hak ettiği şekilde eleştirme fırsatını hayatta atlamam, es geçmem... Bir şey daha söylemeliyim.. Başkan ya da teknik adam, federasyon yöneticisi, hakem, oyuncu hiç fark etmez... Kimin, ne zaman ciddi bir sorunu varsa mutlaka bu köşeye uğramıştır! Haksızlığa uğrayanlar, "Turgay Demir senin militan ruhuna güveniyoruz" derler... Somut bir örnek vereyim: Cihan Oskay'ın iddiaları karşısında yağdanlıkların yazdığını kimse ciddiye almadı. Ben Aziz başkanın basın toplantısına gittiğimde ise oradaki birçok F.Bahçe kongre üyesi, bazı yağdanlıkların isimlerini saydıktan sonra, "Yağcılara değil, Turgay Demir'lere, Hakkı Yalçın'lara sizin adaletli kaleminize güveniyoruz. F.Bahçe'ye yapılan bu haksızlığa seyirci kalmayın" diye haykırıyorlardı.. Anarşist isyanımızın çıkarsız, tertemiz ve hak aramaya yönelik olduğunu iyi bildikleri için yüreğimizin bu yanına sesleniyorlardı.. Adları gibi biliyorlardı ki bizler adalet savaşçısıyız, şunun bunun kuklası, tetikçisi ya da yağdanlığı değiliz. Oskay'ın çirkin iddiaları karşısında yazdıklarımız ve milyonlarca F.Bahçeliyi savunmamız tarih sayfalarındaki yerini almıştır. O nedenle bizi doğru anlayın sevgili dostlar... Savaşımız kişilerle değil çirkinliklerle... Ben haber atlarım ama hak edeni, hak ettiği şekilde eleştirme fırsatını atlamam, es geçmem. Haksızlık karşısında düşmanımı bile savunurum... Ama Allah'tan başka kimsenin kulu, kölesi olmam. Kim, kime, hangi yağcılığı yapacaksa yapsın ama hiç değilse bunu "haber" gibi kutsal bir kelimeyle örtmeye çalışmasın... Meslek yeterince kirlendi, bıraksınlar da kelimeler ağlamasın...