Şampiyonluk aslında bahane... Camiaların bütünleşmesi, gücünü hissetmesi ve hissettirmesi için çok özel ve güzel bir bahane... Bir kez şampiyon olup, deyim yerindeyse bin kez kutluyorsunuz.. Büyük camia olmak böyle bir şey. Siyasetin, ekonominin ya da başka bir etkinliğin kolay kolay bir araya getiremeyeceği onlarca insanı Beşiktaş bayrağı altında bir araya getiriyorsunuz... Belki hayatında parmak çıtlatmamış olan bir bürokrat böyle ortamlarda şarkılar, marşlar söylüyor. Resmiyet yumuşuyor, protokol ortadan kalkıyor, dostluklar pekişiyor, yürekler siyah-beyaz bir çizgide hizaya geliyor deyim yerindeyse... Büyük kutlamada da böyle oldu. Çok özel bir mekân, çok özel konuklar, çok özel etkinlikler... En başta Dolmabahçe Sarayı farklı, eşsiz bir mekân bir defa... Padişah'ı da, Atatürk'ü de ağırlamış kaç saray var ki!. Bir zamanlar Sultanların, Büyük Kurtarıcı'nın ayak bastığı bahçede dolaşmak, o tarihi mekânın havasını teneffüs etmek, dünyanın en güzel yeri Boğaziçi'ni yudumlamak? Serdar Ortaç'ın doyumsuz sahnesi, eurovisiyondan alnının akıyla çıkan Hadise... Bu ortamların bir numarası Birol Can kardeşim... Muhteşem lazer gösterisiyle Dolmabahçe Sarayı'nın tarihi duvarlarına Beşiktaş imzası atmak... Bitmek bilmeyen havai fişek fırtınasıyla İstanbul'u inletmek... Gerçekten muhteşem bir geceydi.. Ve bu güzel geceyi, en şık, en zarif, en güzel hanımla, yani eşimle yaşamak keyfime keyif katan ayrı bir güzellikti Tüm emeği geçenleri yürekten kutluyorum... Diyeceksiniz ki hiç arıza yok muydu, olmaz mı?.. Yine gereksiz yere gönüller kırıldı, o konuya biraz aşağıda değineceğim... Bu satırlar sadece güzellikler içindi... Çifte şampiyonluğu Beşiktaş'a kutlu olsun. Camia bir kez daha kenetlendi, gücünü hissetti ve hissettirdi...