Maçın önünde 'hazırlık' yazıyorsa atılana da yenene de pek bakmam. Atarken ve yenirken kim, nerede, ne yapıyor ona bakarım. Beşiktaş'ın yediği bir gol var ki bu topların gol olmasını önlemek için alınan Ferrari seyretti. Önüne gelen topa kontrol ettiği rakip koşu yaparken Ferrari, birinci vitese bile takamadı. Benzer 2 pozisyonda daha aynı şekilde davrandı. Kariyerini bildiğimiz için bunları ilk maç heyecanına vermek en mantıklısı olur. Yeni transferlerin tek tek değerlendirmesini yapmak için 1 maç yetmez. O nedenle en çok dikkatimi çeken İsmail'e zoom yapmak daha mantıklı olur diye düşünüyorum. Eski hocası Nurullah Sağlam onu anlatırken "Süratli, çabuk, teknik, sol kanattan sayısız bindirme yapar" demişti. Söylediklerinin hepsini şu 60 dakikada bile zorladı. İsmail gerçekten iyi futbolcu. Topla çok iyi gidiyor, çabuk geri dönüyor. Orta yaparken kafası radar gibi yukarıda. Görerek, bilerek pas veriyor. İkili mücadelelerde hiçbir sıkıntısı yok. Sevgili kaptan İbrahim Üzülmez, son yıllardaki en ciddi rakibiyle karşı karşıya. Beşiktaş iyi bir sol kanat oyuncusuna sahip oldu. "Çok yakında Milli Takım'da da İsmail'i görürüz" dersem abartmış olmam.
Nihat nasıl etkileyecek? Biraz da Fink'ten bahsetmek gerek. Ernst'in fotokopisi! Düz oynuyor, ama mücadeleci. Yapma konusunda becerileri sınırlı olsa da rakibi bozma konusunda Ernst ve Fink'in hiç de sıkıntısı olmaz. Beşiktaş'ın genel oyun karakteri mücadele üzerine kuruludur. Fi tarihinden beri bu böyledir. Sergenli dönem istisna... Beşiktaş on numaraların kontrolünde hedefe varan bir takım olmamıştır. Ben mevcut kadronun da Beşiktaş'ın genel oyun karakterine çok uygun olduğu kanısındayım. Yeni sezonda rakibi kolay bozan, geride çok fazla sorun yaşamayan, rakip kale önündeki pas trafiğinde ise sıkıntı yaşaması muhtemel olan bir Beşiktaş izleyeceğiz gibi geliyor bana. O bölgeye Nihat girince pas trafiği nasıl etkilenir bunu şimdiden söylemek mümkün değil. Ancak hem kendi savunmasından hem de rakip defanstan dönecek olan topların büyük bölümünü kazanacak oyuncuları çoğunlukta Kartal'ın... Ernst, Fink ve Nobre bunların başında geliyor. Aslında uzun sözün kısası şu: Beşiktaş'ın iyi bir on numaraya değil gol yüzdesi, Bobo'dan daha yüksek bir santrfora ihtiyacı var.