Gördüğünüz gibi Hugo hoca hakikaten hocaymış. Sistemi, taktiği varmış. Futbolculara antrenman yaptırmayı biliyormuş. Dahası adamın bir tarzı varmış. Daha ilk ciddi maç olmasına rağmen takımın çehresini değiştirmiş. 15 günde değişim kolay değildir. Belli ki hoca usta. Yaptırdığı antrenmanlardan anlaşılıyor bu. Hiç pozisyon vermeden 90 dakikayı tamamlamak kolay değil. Skora bakmadan ısrarla aynı şeyi yapıyorlar. Burası hoş! Tabii bu duygunun gelişerek devam etmesi gerekiyor. Her şartta pas mecburiyeti koymuş. Geçen yılın 'kaleden kaleye şahin uçurdum' futbolu yok olmuş. 'Bu kadro pas yapamaz, oynayarak gidemez' safsatasını da çöpe atmış. En diptekilerin on pas yaparak hücumu sonlandırdığı ligde "Trabzonspor niye yapmasın?" derdim. Doğruymuş, yapabiliyormuş.
Hiyerarşi açıklanmalı Kaç yazıdır aynı şeyi anlatmaya çalışıyorum. Hocaya fırsat verilecek. Rahat çalışma ortamı sağlanacak. Bir maç değil son maça kadar o koşu kapasitesi tutulacak. Memleketin sorunu bu. Futbol harici zevklerin önü kesilecek. Sezon içinde yaşanan standart düşmesi başka nasıl açıklanır. Dünya liglerinde senede 120 maç oynuyor futbolcular. Form düşüklüğü yaşamıyor, yorulmuyor, bıkmıyorlar. İşte Ünal Karaman o dengeyi kuracak. Evet, futbolcu sayımız az. Bir 11 çıkıyor sadece. Sakat ya da ceza hedeften koparabilir. Sayın başkan, geçen sene transfer yaptığınız doğrudur. Fakat yarısı elendi. Transfere ihtiyaç var. Bir de kulüp içi hiyerarşi meselesi... Tartışmayı bitirmelisiniz. Hugo hocadan önce gelen Metin Diyadin ve her şeyi yaptıktan sonra atanan Ünal Karaman. Tüm birimlerin Hugo hocaya hizmet edeceğini, ona bağlı olduğunu söyleyin. Çok değişik fikirde insan var bünyede. Seven var, sevmeyen var. Kaşırlar, karıştırırlar... Aman dikkat sayın başkan!