Alt yapıya zerre kadar değer vermeyen bir futbol ülkesiyiz. Büyük kulüplerin PAF takımlarının göstermelik olduğunu, transfer sezonunda da gördük. Fenerbahçe, Özgür Çek gibi çok yetenekli sol kanat oyuncusunu 100 bin euro karşılığında Ankaraspor'a verdi. Birkaç yıl sonra, kim bilir kaç milyon euro'ya geri alacak? Antalyaspor'un cezalı futbolcu oynatmasına itirazını, ligin tescil edilmesinden sonra yaptığı için PAF Ligi'nin şampiyonluğunu kaçıran bir takımdan, A takıma alınacak oyuncu yok mu yani?
***
Daum geldi... Daum'la birlikte garantili mesajlar ve umutlar da geldi. Daha önceki hizmetinde gençliğe değer vermediğini kanıtlayan bir hocanın, Düsseldorf Havaalanı'nda çalınan bilgisayarında, daha çok para harcatmanın şifreleri çalınmıştır. Gençliği Fenerbahçe'ye kazandırmanın şifreleri değil. Üç yıl garantili şampiyonluk yükünün altına giren birinin, pahalı transferlerden başka çıkış yolu olabilir mi? Asıl hedef kendini kurtarmak olduğuna göre... Ayrıca hâlâ eski teknik adamıyla ipleri tam anlamıyla koparmadan, yenisinin gelmesi, yönetici beceriksizliği değil de nedir?
***
Beşiktaş'ın, Gaziantepsporlu İsmail Köybaşı transferine hayretler içinde baktım. 6.5 milyon euro bonservis bedeli, yanında iki sağlam futbolcu. Beşiktaş gibi altyapıya değer veren bir kulübün, kendi gençlerine vermediği değeri, Gaziantepli bir futbolcuya vermesi şaşırtıcı geldi bana. O Beşiktaş ki, altyapı personeline bu sezon 6 ay boyunca maaş ödemedi. Minik oyuncuların apar topar tesislerden uzaklaştırılıp, sokakta bırakılmasına en anlamlı tepkileri spor yazarı Yemen Ekşioğlu göstermişti. Transerde gördük ki, para harcamakla gençleri harcamak arasındaki uçurumdan havalanan Kartal, kendi çocuklarını gagalıyor.
***
Galatasaray, PAF takımından birkaç genci A takıma aldı. Rijkaard'ın gençliğe olan sevdası, bu sezon ummadık gençleri vitrine çıkarabilir. Ama aynı Rijkaard, yılda 5 milyon euro almanın baskısıyla, "garantili sonuçlar" üzerine yoğunlaşmazsa eğer. Bizim topraklarımız, insanları da kendine benzetiyor çünkü.
***
Lincoln hala gelmedi. Rötarlı gelişlerine hoşgörüyle bakanlar, ondaki küstahlığın sınırlarını da delik deşik ettiler. Bir futbolcunun kulübünün geleceğiyle oynama hakkı mahfuzsa. O kulüpte yöneticiliğin biçare hali de iktidar demektir. Bu saatten sonra, Lincoln'ün gözden çıkarılması bir işe yaramaz. Gecikmiş mektuplar ihaneti saklar. Gecikmiş müdahaleler de.
***
Futbolcuların fiyat etiketinden başka, ilkeleri de olmalıydı. Olmadı. Birbirlerinin gazına gelerek, transferde amansız bir yarışa girenler, geleceklerini nasıl harcadıklarını hesaba katmalıydı. Katmadılar. Dikiş tutmayan yerlerimiz bu sezon da sökülecekse... Transferde su gibi para harcayanlar ülkesinde, bu transferlerin üzerine bir bardak su içmek, yöneticiliğin hüneri olsun.