Nihat doğru seçim Nihat, son dönemde kötü olabilir ama bundan 'Beşiktaş'ta da kötü olacak' anlamı çıkmaz... Trabzon'da herkesten ayrı ses çıkıyor. Herkesin ayrı bir hesabı var. Herkes başka birinin adamı
_Mehmet Topuz'u Fenerbahçe'ye kaptıran Beşiktaş, eski futbolcusu Nihat Kahveci'yi kadrosuna katarak yara sardı. Nihat'ı transfer etmek doğru bir tercih mi? Eski performansında olmadığı yönünde eleştiriler var. Doğru hamle tabii... Belki İspanya'ya gittiği senelerdeki Nihat değil. Milli maçlarda da performansı düşük ve geçen sezon da oynayamadı doğru dürüst. Ama o performansı devam ettirseydi Beşiktaş'a gelmesi söz konusu olmazdı zaten. Bir defa Nihat gelmezdi, Beşiktaş da o parayı veremezdi. Ama bu 'Nihat yanlış bir transfer' demek değildir. Nihat denenmeye değer bir transferdir. Beşiktaşlı bir defa. Yerli bir futbolcu. Yerli futbolcuların bir takımın başarısında çok önemli olduğuna inanıyorum ve her zaman söylüyorum. Son yıllarda Avrupa'daki performansı 'kötü' diye Beşiktaş'ta da kötü olacağı anlamına gelmez. Hatırlayın, 'Hagi'nin, Popescu'nun ölüsünün Türkiye'ye geldiği' söylenmişti. Harikalar yarattılar. Nihat da Beşiktaş için akılcı bir transfer.
-Gökhan Zan'ın sıfır bedelle Galatasaray'a gidişi Beşiktaş'ta küçük de olsa bir şok yarattı. Gökhan Zan gidebilir ama bu gidiş Ribery'nin Galatasaray'dan gidişi gibi. Para kazanabileceğin bir oyuncuyu bedavaya kaptırmak yönetim gafleti. Yoksa Gökhan Zan gider başkası gelir. İşte Galatasaray, Servet'i 8 milyon euro'ya Marsilya'ya satarsa muhteşem bir şey ama Ribery gibi bedavaya kaptırırsa da aptallığın daniskası olur!.. Mesele bu. Yoksa Gökhan Zan, Beşiktaş için yeri doldurulmayacak bir oyuncu değil. Zaten geçen sene kaç maç oynadı ki Beşiktaş'ta!.. Yokluğunu Beşiktaş hissetmez bile... Yanlış olan bedavaya kaptırılması, hem de rakibe bedavaya kaptırılması. Şimdi mesele yok ama Servet gibi Gökhan da başarılı olur, o da Avrupa'ya 8 milyon euro'ya giderse o zaman Yıldırım Demirören'in kafasına çok vururlar.
TRABZON ÇOK BEKLER -Trabzonspor uzun arayışların ardından takımın başına Belçikalı Broos'u getirdi. Erzik'in Şener'i arayarak "Doğru bir tercih yaptınız" demesine karşın Trabzon'dan olumsuz sesler yükseliyor. Trabzon'un bir şey olamamasının en büyük sebebi bu zaten. Bu kadar olumsuz bir kent ben görmedim. Daha iş alfabesindeyken olumsuz bakıyorlar. Her zaman bölünmeye, dağılmaya hazırlar, hiçbir zaman takımın arkasında değiller. O zaman da Trabzon bu kadar oluyor. Bas bas bağırıyorum ben, Trabzon bir yabancı için, hatta yerli için kolay çalışılacak bir yer değil. 1- Küçük bir Anadolu kasabası. 2- Çok fanatik ve bölünmüş taraftarla dolu. Herkesten ayrı ses çıkıyor. Herkesin başka bir hesabı var. Herkes başka birinin adamı. Herkes birbirine girmeye hazır. Şimdi bunu bilerek Trabzon'a gelen yerli hocanın amacı Trabzon'da kalmak değil. Trabzon'u basamak yapıp, 3 büyük takımdan birisine atlamak. Yabancı bir hocanın böyle bir küçük Anadolu kasabasında yaşamayı kabul etmesi çok zor. Bu bakımdan cazip değil. Trabzon'a antrenör olmak kolay bir iş değil. Bu yüzden ben Sadri Şener'i çok iyi anlıyorum. Hoca seçiminin gecikmesinin sebebi de bu. Ama sonunda birisi bulunuyor. Adı açıklanır açıklanmaz da muhalefet başlıyor. Trabzon daha çok bekler başarıyı!..