Trabzonspor, cumartesi günü ezeli rakibi ve dostu Fenerbahçe'yi Hüseyin Avni Aker Stadı'nda ağırlayacak. Her sezon olduğu gibi sarı-lacivertliler yine "şampiyonluk" parolasıyla başladı maratona. Bordo-mavililer ise sessiz sedasız girdi sezona. Haftalar ilerledikçe Fenerbahçe hedefinden uzaklaşırken, Trabzonspor 25 yıllık özlemine doğru koşmaya başladı. Bakıldı ki bordo-mavili renkler zirveyi tehdit ediyor, penaltılar verilmedi, ofsayttan goller ise geçerli sayıldı. Fenerbahçe'de Aragones ile sahadakiler uyum sağlayamadı. Tek adam Aziz Yıldırım tazminattan çekinirken, Sadri Şener ve yönetimi "Dere geçerken at değiştirilmez" demedi, lig sürerken teknik adam değiştirdi. İyi de oldu bu değişim. Bordo-mavililer, Sivasspor karşısında aldığı ağır yarayı arka arkaya kazandıkları maçlarla bir güzel sardılar ve yeniden zirve grubunun içinde yer aldılar.
Her şey güzel olacak Sezon başından beri tüm Türkiye'ye örnek olan Avni Aker Stadı, cumartesi akşamı önemli bir maça sahne olacak. Yine seramoniye futbolcular, formalı çocukların ellerinden tutarak sahaya çıkılacak. Horon ile kolbastı müziği yine herkesi oynatacak. Trabzonlular, uzun yıllar sonra bu sezon Fenerbahçe'yi geride bırakmanın mutluluğunda. Bir de buna evindeki son maçta galibiyet eklenirse... İşte o zaman Trabzonsporlu şampiyon olmuş kadar sevinecek. 30 yıla yakın zamandır gidip geldiğim Trabzon'da hep büyük ev sahipliği gördük. Sahadaki maç kazanılır veya kaybedilir. Futbol bu... 3 ihtimalli elbet. Sonuçlar gelip geçer. Geçmeyen tek şey, ebedi dostluklardır. Bakmayın siz 90 dakikalık çılgın atmosfere. Trabzonspor ile Fenerbahçe'nin daha uzun yıllar sürecek dostluğu çok 90 dakikalar görecek. Ve her şeyden önemlisi bu. Yıllar su gibi akıp giderken, bu dostluk daha da sağlamlaşacak.