Trabzonspor'un Avni Aker sendromu devam etti. Konya, Denizli ve G.Saray maçlarından sonra dün de Belediye puan kopardı. Nihayet bordo-mavili taraftarlar, "Bıçak kemiğe dayandı" diyerek her geçen gün Trabzonspor'u eriten teknik adam Ersun Yanal'ı istifaya davet etti. Böylesine iddialıların çok kötü olduğu bir sezonda seke seke zirveye tırmanan Trabzonspor, bu yeri bile hak etmiyor. Yedek kulübesinden yapılması gereken müdahale hiç yok. Nedense Yanal sahaya bağırıp çağırmayı sevmiyor. Belki de tarzı bu, heykel pozu. Antrenör değil, padişah sanki, hiç kıpırdamıyor. Ama Abdullah Avcı, 1 dakika oturmadı ve sahaya bağırdı çağırdı. Tıpkı Giray Bulak, Mesut Bakkal ve Bülent Korkmaz gibi. Bir ara ben yanımdakilere "74. dakikada oyuncu değiştirecek" dedim. Ve öyle de oldu. Yanal'ın şehzadesi Selçuk, tribünlerin yuhalamalarının ardından sakatlanır gibi oldu da kenara alındı. Yoksa Yanal, o dakikada başkasına kement atacaktı. Sezon başından beri Trabzon'un sol tarafı bomboş. Bir teknik adam buna çare bulamıyorsa, onun antrenörlüğünden şüphe edilir.
Golcü aranıyor Sahada Colman biraz çırpındı, gerisi sanki ilk kez bir arada oynuyormuş gibi acemiydi. Alanzinho'nun nefis gollük pasları için "golcü" arandı. Yattara neden kaptan oldu? Sylva ve Song mutlak gol pozisyonlarına geçit vermedi. Trabzonspor sahada yoktu. Piyasada "golcü" diye gezinenlerin kaçırdıkları saç-baş yoldurdu. Tribünlerin "Fatih Tekke" , "Ersun istifa" ve "Yönetim gelecek hesap verecek" sloganları düşündürücü. İstanbul Büyükşehir 1 puanı hak etti. Hatta kazanmalıydı da.