Sezon başında iyi bir performan yakalayan Trabzonspor, nedense bunu sürdüremedi. İç ve dış etkenler nedeniyle bordo-mavililer, tırmanışa karşın bugün puan cetvelinde umulan yerde değil. Sadri Şener ile yönetiminin sezon başından beri 'şampiyonluk' sözü etmemesi de Trabzonspor için büyük bir avantaj oldu. Ancak ilerleyen haftalarda gelinen zirvedeki yer, bu sürprizi beklemeyenler için gerçekten şaşırtıcı oldu. Fenerbahçe ile Galatasaray gibi her sezon şampiyonluğa oynayan zorlu rakipler yönetim çarpıklığından bu sezon sukutu hayale uğradı. Gençlerbirliği maçıyla Mustafa Denizli dopingine sarılan Beşiktaş'ın da toparlanması uzun süre aldı. Ancak siyah-beyazlılar bugün toparlandı ve lider Sivas'ın arkasında yer tuttu. Trabzon ise gerek futbolcularının vurdumduymazlığına, belki de şımarıklığına engel olamamanın sıkıntısında. Öyle ya başkan, yönetim, tüm Karadeniz ve Trabzon her şeyiyle arkalarında. Eski başkanların manevi destekleri de yadsınamaz. Kaldı geriye Ersun Yanal.
Ersun Yanal'ın prestiji Sezon başından bugüne teknik patron Yanal'ın futboldan anlamayan adamın bile göreceği hatalar yaptığı açıkça görüldü. Oysa Trabzonspor ile Ersun Yanal'ın kanıtlayacağı birçok şey olmalıydı. Bugüne dek bunu görebilmiş değiliz. Yani Yanal'ın üzerine bir şey koyduğunu maalesef görmüş değiliz. İsaac ve Barış kenarda bırakılmış, futboldan soğutulmuştu. Oysa yedeklerin maça hazır olmaları gerek. Yanal, Selçuk'u kendinin transfer ettirmesinin sıkıntısını çekiyor. Tüm futbolseverlerin "Bir arada oynayamazlar" dediği Gökhan ile Umut'ta ısrarı iflası getirmek üzere. Bordo-mavili takım sezon başından bu yana sol tarafı boşlukta oynuyor. Hâlâ bir çözüm bulunamadı. Kimse seyirciye laf etmesin. Taraftarlar tüm Türkiye'ye örnek olacak şekilde Trabzonspor'a destek verdi. O halde yapılacak tek şey kaldı. 9 maç kaldı. Zirvedekilerin yerlerini değiştirecek 9 maç bu. Şayet 9 maçta 3'er puan kazanılırsa, 46 + 27= 73 eder. Bu da 2008-09 şampiyonunun puanıdır. Bilmem anlatabildim mi?