Beşiktaş başkentte şampiyonluk yolunda çok önemli bir adım attı. Ligde kalma mücadelesi veren bir takımla deplasmanda oynamak ve kazanmak her babayiğidin harcı değil. Sakin ve akıllıydı Beşiktaş. İlk dakikadan itibaren yüklendi ve birinci dakika dolmadan da golü buldu. Ankaragücü panikleyip, hesapsız-kitapsız ataklarla yüklenmeye çalışırken; savunmasını da öne çıkarınca Beşiktaş'a gün doğdu. Kazandıkları her topla hızlı kontratak yapmaya çalışan siyah-beyazlılar bir çok kez rakibi eksik yakaladılar. Ne var ki önde olmanın rehavetiyle pozisyonlar cömertçe harcandı. Yoksa daha ilk yarıda iki farkı bulur ve maçı kotarırdı Kartal. Ankaragücü kornerden gelen topla bir de gol bulunca oyunu da dengelemeye başlıyordu ki Ernst'in füzesi dengeleri değiştirdi. İkinci yarıda Denizli ve Karaman satranç oynarcasına hamleler yaptılar. Denizli yorulan Yusuf'un yerine sol kanada Ekrem'i monte ederken (üçüncü golde asist onun), Tello'yu kenara alıp Uğur'la orta sahayı takviye etti.
Gerilim filmi gibiydi Buna karşılık ilk yarıda karambol toplarla istediğini alamayan Hikmet Karaman, savunmanın arkasına iyi sarkan Jaba'yı oyuna alarak başka bir hamle yaptı. Jaba gol atamadı ama ceza sahası önünde üç önemli faul kazandırdı. Ardından orta sahayı Semavi'yle takviye eden Karaman'ın hedefi en azından bir gol bulup beraberliği kurtarabilmekti. Ama Beşiktaş buna izin vermedi. Gerilim filmi gibi dakikalar üçüncü golle son buldu. Bobo bir kez daha sahne alınca Ankaragücü filmin bittiğini anladı. Beşiktaş önemli bir galibiyet daha aldı. Bir gün önce Sivas kazanmış, liderlik gitmişti. Deplasmanda onu geri almak önemlidir. Denizli'nin talebeleri bunu başardılar. Tekrar altını çiziyorum bu altın değerinde bir galibiyet ve aynı şekilde kazanılması gereken iki maç daha var. Beşiktaş henüz şampiyon olmadı. Kartal'ın yapması gereken tek şey önündeki maçı kazanmak, başka bir hesaba- kitaba gerek yok.