Sivasspor ve Beşiktaş'ın kaybettiği ikişer puan, arkadan gelenlere hayat öpücüğü yerine geçti. Fenerbahçe hariç! Bir takım düşünün, neredeyse 4 takımı birden küme düşme tehlikesi yaşayan Ankara'da 4 maçta 11 puan bırakıyor. Takımı bu hale getiren adamla, o adamı takımın başına getiren adam arasındaki yakınlık, Fenerbahçe'nin içler acısı halinin belgesidir.
***
Transfer ederken elini sıktığınız adam, o takıma ömrünü verecek adam olmalı. Şaşkınlığın sararmış yüzüyle, kulübede uyuklayan adam değil... Aragones, Ankaraspor maçını 90 dakika izlese, Fenerbahçe maçı kazanırdı. Ama Fenerbahçeli bir yönetici de, Aragones'i 90 dakika izlese, bu adamı bir daha kulüpten içeri sokmazdı.
***
Ankaraspor maçından sonra, "İyi oynayan kaybetti" diyecek kadar zavallı yorumlar yapan birine, bu takımı bir sezon daha teslim etmek, Aziz Yıldırım'ın kişisel gücü olabilir. Ama ya koca Fenerbahçe yönetimi? Tek kişilik demokrasiye teslim olanlar, Aragones'in günahlarına da ortaktır. Fenerbahçe'nin harcanan yıllarına da.
***
Yıllardır kazanılmadığı için "değersiz" varsayılan Türkiye Kupası, bu yılın tek hedefi haline geldiyse... Aragones'in hazırladığı dehşetler, gelecek yıl bu kadarla da kalmayacak demektir...
***
Bursaspor maçında liderlik trenine binen Beşiktaş, "Beni eski yerimde bırakın" dedi. Beşiktaş için, hayati bir maçtı. Mustafa Denizli için, garip formüllerle, Beşiktaş'ın hayatıyla oynadığı maç! Televizyon yorumculuğunun promosyon paketinden çıkıp, Ertuğrul Sağlam'ın koltuğunu kapan birinin, maç sonrasındaki açıklaması da, "bitkiseldi!" "Bu beraberlik bizden çok, Bursa'nın yoluna taş koydu!" Yani hedef yine Ertuğrul Sağlam! Acaba, bu kayıp Ertuğrul Sağlam'a yapılan haksızlıkların garip ödeşmesi miydi? Yoksa, tarih yazarken, sadece talihine güvenen Mustafa Denizli'nin, kendi adını Beşiktaş'tan çok sevmesinin bedeli mi?
***
Galatasaray, hafta içindeki psikolojik yıkımın üstesinden geldi. Bunun adı azalırken çoğalmak, ya da bitti sanılan yerden yeniden başlamak. Galatasaray için, umut verici görünen fikstür, onları beklemedikleri bir finalin içine itebilir. Lincoln için bile yeni politika üretilirken, imkansız diye bir şey yok!
***
Trabzonspor, yok yere kaybettiği puanların, aslında kaç puan ettiğini şimdi daha iyi anlıyor. Trabzon'da yöneticilerin inancı, futbolcularda olsa, çok şeyler değişebilirdi. Sivasspor, Konya'da bir puanı hakem Bünyamin Gezer sayesinde aldı. Buna rağmen, Sivas Başkanı Mecnun Otyakmaz, gerçeklere dargın duruyor. Ligin tepesindekiler sakın ola mızıkçılık etmesin. Kartlar onlara eşit dağıtılıyor. Diğerlerine değil!
***
Görünen bir şey varsa... Ligde koşan da yol alıyor, topallayan da... Rakiplerin kendi aralarındaki maçların yan etkileri, diğerlerinin ritmini bile bozabiliyor. Bu sezon hiçbir şey normal değil. Maçlar ne kadar tatsız olsa da, sürükleyici yanını inkar edemeyiz. Heyecanlı bir roman gibi onları okumayı sürdüreceğiz. Bana sorarsanız bu heyecanın tek eksiği "hakem adaleti." Onu da bu ülkede bulmak mümkün değil.