Şaşkınlıkla izliyorum, şaşkınlıkla gözlüyorum. Fenerbahçe Başkanı Sayın Aziz Yıldırım, Bursaspor faciasından sonra yeşil-beyazlı kulübün yöneticilerine dönmüş ve "Biz size değil Luis Aragones'e yenildik" demiş. Sayın başkan bu size yakışıyor mu? Ben de diyorum ki: Hayır! Size yenildik. Aragones defterini sezon başında görüp zaten kapatmıştım. Siz bunu yeni fark ettiyseniz, söylenecek bir şey yok sayın başkan. Hani bir hikaye vardır ya; hırsız-ev sahibi. Hırsız evi soymaya girer, yakalanır, mahkemeye çıkılır. Hakim ev sahibine kızar: "Kapıyı niye açık bıraktın, pencereyi niye açık bıraktın, paraları niye bankaya yatırmadın..." Vesaire... Ev sahibi bozulur ve hakime çıkışır: "Tamam da hakim bey, hep bana kızıyorsun. Hırsızın hiç mi suçu yok!" İşe o hikaye... Ev sahibi önlemlerini alırsa ne puanı çalınır, ne kupaları, ne şampiyonlukları. Senin komutanının Fenerbahçe umurunda değil. Yaşı kemale ermiş. Paraya doymuş. Başarıya doymuş. Hayata doymuş. Baksana oturup plan program yapacağına takıma bir hafta izin vermiş, kendisi ise tatilde! O na ne Fenerbahçe'den! Yaptığı değişikliklere bak. Dalga geçiyor resmen. Defalarca yazdım; Emre yanlış transfer, Güiza yanlış transfer, Maldonado, Josico, Burak... Yanlış yanlış yanlış! Son yıllardaki en isabetli isim Gökhan Gönül. Başka da yok. Kadir kıymet bilmiyorsun Aziz başkanın bu açıklamasının ardından Nihat Özdemir sahneye çıkıyor ve diyor ki: "Büyük futbolcular aldık." Sayın Özdemir size yakışıyor mu? Biz neden göremiyoruz. Tam tersi, büyük futbolcular almadınız ama çok büyük futbolcuları satamadan kaybettiniz. Nerede bir Tuncay? Canıyla-kanıyla oynamaz mıydı? Tekmeye kafa atmaz mıydı? Gittiği takım Fenerbahçe'den büyük mü? Hayır, gitti çünkü istediği parayı vermediniz. Nerede bir Aurelio? Fenerbahçe formasıyla istikrarın adı değil miydi? Bakın bakalım kaç maç oynamamış. Hangi idmanı kaçırmış? Ne terbiyesizlik yapmış? Üstelik Türk Milli Takımı'nda oynuyor. Gittiği takım Fenerbahçe'den büyük mü? Hayır! Gitti çünkü istediği parayı vermediniz. Yusuf'u mu sayayım, Trabzon'daki Serkan'ı mı sayayım? Ümit Özat'ı mı sayayım? Chelsea'deki Anelka'yı mı sayayım? Nobre'nin ne günahı vardı? Saymakla bitmez. Tam bir beceriksizlik! Sayın başkan... Seni sen yapan futbolculara vefasızlık yaparsan, kalplerini kırarsan, kadir kıymet bilmezsen, bu hallere düşersin.
Onur... Erdem... Asalet Kaybedilen milyonlarca dolar, milyonlarca euro. Bu kadar hata yapma hakkı var mı bir yönetimin? Ondan sonra çıkacaksın "Aragones'e yenildik. Büyük futbolcular aldık. Gereğini yaptık" diyeceksin. Fakat eğer Nihat Özdemir "Büyük futbolcular aldık" derken yaşlı demek istiyorsa o başka. Paranla rezil olmak böyle bir şey işte.
***
Bu arada... Bir önceki yazımdaki başlığım 'Fenerbahçeliyim U-TA-NI-YO-RUM' şeklindeydi. Fenerbahçeliye salaklık yakışıyor mu? Kendini iyi Fenerbahçeli zanneden bayağı bir aklı evvel, anlama özürlü, bana bayağı bir hakaret yağdırmış. "Fenerbahçe'den utanıyorsan defol" gibi sözler sarf etmiş. Şunu fark edememişler... Ben "Fenerbahçeliliğimden utanıyorum" demedim. "Fenerbahçeliyim, utanıyorum" dedim. Peki neden utanmıştım? Emre'nin rakibine yaptığı ve ceza aldığı "Kafanı koparırım" hareketinden. Neden utanmıştım? Uğur Boral'ın eldivenlerini saha ortasına fırlatmasından, Güiza'nın otelde seks alemi yapmasından, Carlos'un hakeme "Kafayı yemiş" hareketinden, Gökhan Emreciksin'in alkolle yakalanıp ehliyetini kaptırmasından. Ben bunlardan hâlâ utanıyorum. Siz gurur duyun! Ben Fenerbahçeliyim arkadaşlar, beni yenilgiler utandırmaz. Ancak Bursa dönüşü takım otobüsüne, futbolculara, başkana hakaret edip yol kesenler yerin dibine batırır. Ben kulüp olarak, taraftar olarak bunları aşamamışsam, olmaz olsun şampiyonluklar, kupalar, paralar pullar! Hayattaki en büyük zenginlik onurdur, erdemdir, asalettir. Bize yakışmıyor mu?