Galatasaray'ın bu sezon iki önemli rakibi var. Birincisi sakatlıklar, ikincisi Skibbe. Bu sakatlıklar, Galatasaray'ı sonunda sakata getirecek. Isınırken bile sakatlanıyor oyuncular. Gerçi sakatlıkların çoğu darbeye bağlı gelişiyor ama nedense tedavi süreleri pek bir uzun oluyor! Sanki futbolcular biraz ağırdan alıyor düzelme işini. Bunda futbolcular kadar onları fazla rahat bırakan yöneticilerin ve teknik direktörlerin de sorumluluğu var galiba. Ama asıl mesele Skibbe. Sezon başından bu yana öyle yıprandı ve sonrasında öyle dağıldı ki Mehmet Topal'dan sol bek yaratmaya kadar vardırdı işi. Tek şansı, kendisine verilen kadronun kalitesi. Başta Kewell olmak üzere sakatların düzelmesi Galatasaray'ı tekrar çıkışa geçirecektir, buna şüphe yok. Ama tüm stratejisini Lincoln'ün üzerine kurmanın sıkıntılarını da yaşamaya başladı, yaşayacak da. Çünkü Lincoln'süz bir "B Planı" yok. Lincoln'ü savunacağım diye hakemlere de savaş açtı sonunda. Oysa başka bir oyuncusu atılsa sesi çıkmazdı. Skibbe'nin görevi, kaderini Lincoln'ün oynayıp oynamamasına bağlamak değil, eldeki malzemeden her daim her uygun malzemeyi çıkarmak, taktikler-stratejiler geliştirebilmek, uygulamaktır. Öyle olmalıdır çünkü teknik direktör mesleğinin sözlük açılımı budur. Vodafone reklamında kız, kendisine ofsaytı anlatmaya çalışan arkadaşına soruyor ya, "Sen hiç ofsayt oldun mu Kerim?" diye. Umarım Galatasaray yönetimi sezon sonunda aynı soruyu Skibbe'ye ve kendine sormak zorunda kalmaz...