Mustafa Denizli kadrosunun kıymetini bilmiyor, futbolun matematiğine aykırı işler yapmayı sürdürüyor. 5 yaşında çocuğa sorsanız "Ağır sahada kim oynar?" diye, vereceği ilk cevap 'Nobre' olur. Bakıyorsunuz Beşiktaş 11'inde Nobre yok. Aksine böyle ağır zeminlerde yürümesi bile zor olan Yusuf Şimşek sahada. Sonunda gerçeği görüp bu oyuncuyu kenara alıyor ama yerine giren Serdar Özkan. Yani bu sahada etkisiz kalması büyük ihtimal olan başka isim. Olacak iş değil. Olmuyor da zaten. Beşiktaş pozisyon bile üretemeden tamamlıyor maçı. Yanlış tercihler nedeniyle zaten gol atması mümkün değildi. "Tek umut Denizli maçını kurtaran Kratochvil'in bir sakarlık daha yapmasıydı" desem, abartmış mı olurum! Kayseri, Gaziantep, Bursa gibi bir deplasmanda puan kaybedersiniz anlarım ama Konyaspor gül gibi takım. Yegane hünerleri mücadele etmek. Sadece bu yönleriyle puan aldılar. Helal olsun.
Uğur'dan kurtarıcı mı olur! Tigana ve Ertuğrul Sağlam kadroyu her hafta değiştirerek istikrarsızlıkta istikrar aramaya maharet sayardı. Şimdi Denizli ile aynı filmi izliyoruz. 3 gün önce Erkan Zengin mükemmel oynamış. Topu iyi kullandığını, kaleye dikine gidebildiğini ve şut atacak özgüvene sahip olduğunu kanıtlamış. Peki nerede? Bakıyoruz bugüne kadar verilen hiçbir şansı kullanamayan Uğur İnceman kurtarıcı olarak giriyor oyuna. Bildiğin komedi filmi yani! Uğur İnceman'dan ne köy olur ne de kasaba diyoruz ama dediğimizle kalıyoruz. Her neyse. Yıllarca iyi bindiği bisiklete alışmaya başladığını düşündüğümüz anda Kartal yine düştü. Özgüven kaybetti. İki haftadır rakipleri kaybederken kazandı ama çekirge üçüncüye sıçramadı. Artık Trabzon maçında alınacak bir beraberlik bile şampiyonluğa veda demek olur. Benden söylemesi.