Bir takım şampiyon olmak istiyorsa bence deplasmanlardan sökeceği puanlar hedefin yolunu açar. G.Saray bu anlamda bugüne kadar aldığı sonuçlar sonrasında dezavantajlı gibi görünüyor. Ama sarı-kırmızılı ekibin özellikle çoğu deplasmanda gerek sakatlık gerekse cezalar nedeniyle eksik kadro ile mücadele ettiğini de hatırlatalım. Sivas maçına nazaran G.Saray'ın Denizlispor önüne daha donanımlı çıktığını söyleyebiliriz. Sadece tedavisi süren Lincoln ile kart cezası süren Ümit Karan forma giymedi. Skibbe, Nonda-Baros çift forveti ile sahaya çıktı. Savunmada da Servet yeniden formasını giydi. G.Saray genelde rakibine göre daha hücumu düşünen, daha akıllı pas yapan pozisyon üreten takım konumundaydı. Denizlispor, maç boyunca toplam 5 ya da 6 kez G.Saray kalesine indi, onun dışında rakibini sahasında kabul etti.
Ayhan bu takımın her şeyi Nonda toplu oyunların ve isabetli pasların hepsinde vardı. İkinci goldeki vuruşu mükemmeldi. Baros'un attığı golde de topu Arda'ya kaçırarak adeta ilk golün yolunu da açmıştı. Sahanın en çalışkanı ise kırmızı kart görmesine rağmen Ayhan'dı. İnanılmaz oynadı, hırslıydı, takımın her atağında onun payı vardı. İki sarıdan kırmızı kart görmesi talihsizlikti. Ayhan ne kadar etkiliyse, Meira da o kadar dikkatsizdi dün gece. İnanılmaz pozisyon hataları yaptı. Baros attığı golün dışında en az üç gol de kaçırdı. G.Saray, zor bir deplasman maçını kazanıp en azından bu fobisini yendi. Moralini de yükseltip zirveye yaklaştı. Yeni bir yapılanmaya giden, Kratochvil ile Abraham'ı gönderen Denizlispor, Bangoura ve Berberoviç'i transfer etmiş. Bana göre Bangaura'nın ayağına top yakışıyor, buluşunca güzel işler de yapıyor. Takımda bir beyin eksik. Ümit hoca saha içinde bu sorunu acilen çözmeli. G.Saray, Denizli'nin rakibi değil tabii ki ama Denizli'de ligde kalmak istiyorsa deni takımlara artık yenilmemeli.