Devre arasında gazetelerin spor manşetleri takım analizlerini doyasıya irdeledi. Hangi takım ikinci yarıya daha hazır, hangi takımın eksikleri var, yapılan transferler yapılamayan transferler ve geçirdiğimiz ilk yarıdan yöneticilerin, teknik adam ve futbolcuların alacağı dersler neler olmalıdır? gibi sayısız sorunun yanıtlarını okuduk. Genel kanı G.Saray ve Fenerbahçe'nin yine lig sonunda ilk iki koltuğun en güçlü adayı olduğu yönünde. Son iki yılın ilk yarısını lider kapayan Sivasspor, yıllar sonra savaşçı kimliğine yeniden bürünen Trabzonspor ve yaptığı transferlerle daha da güçlenen Beşiktaş'ın şampiyon olma şansını ise otoriteler doğrusu G.Saray ve Fenerbahçe gibi yüksek bulmuyor. Acelemiz yok 18 maç bekleyip sonucunu birlikte göreceğiz.
3 puan süper olur! Uzatmalı ikinci yarı dün start aldı. Ama asıl heyecan bugün ve yarın ligin ilk dört takımının birbirleriyle yapacağı maçlarda yaşanacak. G.Saray'ın bu hafta işi zor. Artık Skibbe ile de uğraşmıyorum. Kalli-Skibbe uyumu değişimde ve gelişimde bana göre önemli rol oynadı. G.Saray'ı, Sivas'ta favori görmememin nedeni teknik ve taknik anlamda değil. G.Saray ilk kez sezon başından bu yana bu kadar çaresiz ve hazırlıksız yakalandı. Hem de rakip lider Sivas. Bu takıma karşı G.Saray'ın mevcut üç stoperi Emre Güngör-Meira-Servet sakatlık ve cezalar nedeniyle devredışı. Yani bugün çakma stoperler Mehmet Topal ile Emre Aşık bu görevi üstlenecekler. Aksilik sadece defansla sınırlı da değil. Bugün Lincoln ve Nonda da olmayacak. Takım tabii ki 11 kişi çıkacak ama kurulu düzen, oluşan ahenk bozulmuş olacak. Bu Sivas için çok ama çok avantajlı bir durum. Buna iklimin ve zeminin de zorluğunu eklerseniz G.Saray'ın sezonun en zor maçını oynayacağından hemfikiriz sanırım. Ben bu zor maçtan çıkacak bir puana bile üç puanmış gibi sevinirim. Üç puana mı? Ona da şapka çıkarırım herhalde...