İşin istikrar tarafına bakacaksanız lig, kupa ayırmadan kazanmak çok önemli. Sonucunda galibiyetin getirdiği özgüvene bu şekilde de sahip olabilirsiniz. Mustafa Denizli'nin, iç sahadaki Denizli lig maçıyla deplasmandaki Antalya kupa sınavında oyunu riske etmemesi bundan. Sezonun kalan haftalarında belki tüm maçlarda izleyeceğimiz taktikten taviz vermemesi ise sistemsel istikrar adına önemli. Hoca, eldeki malzemeyle en iyi pastayı yapmanın yolunu devre arasında buldu. Tek ön libero, tek santrfor ama beş forvet var bu şablonda. Rakamsal dizilişle 4-1-4-1 diye özetlediğimiz sistemde "dörtlerle birlerin" arası çok açılmazsa işler tıkırında gidecek gibi görünüyor. "Böyle bir şablonla derbi kazanılır mı?" derseniz, takımın özgüveni arttığında bu soruya "Evet" cevabı vermek daha kolay olur derim. Sezon başından bu yana, iki maç üst üste aynı sistemle oynamayan oyuncuların, yeni düzende birden bire tavan yapmasını beklemek insafsızlık olur. Zamanla daha iyi olacaktır Beşiktaş.
Darısı ligin başına Bu taktik anlayışta en önemli oyuncu Sivok. İki dörtlü blok arasında köprü vazifesi yaparken, Cisse ve Uğur'u rahatlatırken savunmaya da yardımcı oluyor. Gerideki stoperler sıkıştıklarında, ilk topu almak ve alternatif yaratmak için yakınlarında olmayı biliyor. Dolayısıyla bu oyuncunun sakatlanması ya da cezalı duruma düşmesi bu şablonu bozabilir, onun dışındaki eksikleri tolere etmek ise her zaman mümkün. Misal dün Tello, Delgado, Zapo, Nobre, Yusuf, İbrahim Üzülmez gibi oyuncuların 11'de olmamasına rağmen, Beşiktaş gücünden bir şey kaybetmedi. Çünkü sistem çalıştı. En uçta Nobre'nin yerine oynayan Bobo onu aratmadı ve işi bitiren adam oldu. Aynı bölgede Holosko oynasa yine sorun yaşanmazdı. Söylediğim gibi kilit adam Sivok, (Çek oyuncu çıkınca, yerine geçen Serdar Kurtuluş aynı işi yapamadı) diğerlerilerinin yerine ise alternatif bulmak zor değil. Sonuç olarak Beşiktaş iyi yolda. Tur kapısı da ardına kadar açıldı diyebiliriz. Laf aramızda Mustafa hoca da kupada 5'te 5 yaptı. Darısı ligin başına...