Önce en çok merak edilenden başlayalım. Yusuf ilk dakikalardaki heyecanını yenince pas trafiğini artırdı. İnce işlerinin yanı sıra mücadele anlamında da gayretliydi. Beşiktaş'ta bir eksiği kapattığı kesin. Mustafa hoca dün gece riske girmedi. Çünkü takımın her şeyden önce özgüvene ihtiyacı olduğunu biliyor. İlk yarıda 4-1-4-1 oynadı Beşiktaş. 4'lerle 1'ler arasındaki mesafe on metrenin üzerine pek çıkmadı. Blok halinde hareket etti siyah-beyazlı oyuncular. Hâl böyle olunca Kartal rakibine pozisyon vermedi ama kendisi de pozisyon bulmakta zorlandı. Tello'nun adrese teslim ortaları olmasa sıkıntı büyüyebilirdi. Ortaların hakkını verirken Kratochvil'in hatasını da unutmayalım. Bu oyuncunun ters vuruşu olmasa Beşiktaş'ın kilidi açması çok daha zorlaşabilirdi. 2. yarıda Cisse'yi oyuna alıp çift ön liberoya dönen Mustafa hoca, oyunu kontrol altında tutmayı hedefledi ve bunu başardı. Denizlispor beraberlik için yüklendiği anlarda arkasında açık verdi.
Sağlık raporu şart Galatasaray'ın puan kaybettiği haftada Fenerbahçe ve Trabzonspor'dan en az birinin de (Belki ikisi birden kaybedebilir) puan kaybedeceğini düşünürken bu galibiyetin önemi çok daha net ortaya çıkacaktır. Mustafa Denizli, dün gece İnönü'deki sekizinci maçına çıktı. İlk kez Çarşı'nın mekânı kapalıdan "Denizli" tezahüratları yükseldi. Bu, tek kelimeyle kenetlenme demektir ve çok önemlidir. Selçuk Dereli dün tek kelimeyle tribünleri provoke etti. Anlaşılan o ki devre arası seminerinde psikolojisi ciddi şekilde bozulmuş. Tribünleri tahrik edip, olay çıkartmak için her yolu denedi. Eğer hiçbir olay çıkmadıysa bu, seyircinin sağduyusundandı. Yazıklar olsun ki böylesine kötü niyetli biri, bu ülkede hâlâ hakemlik yapabiliyor. MHK kesinlikle Dereli'den tam teşekküllü bir hastaneden sağlık raporu getirmesini istemeli. Çok ciddi söylüyorum. Dün geceki hali hiç iyi değildi. Bu psikolojiyle maç yönetirse, yarın herhangi bir statta büyük olaylar çıkabilir. Uyarması benden.