Trabzonspor'un 13 haftalık karnesini yorumlamak bugün için futbolumuzun en zor işlerinden biri. Kazanıyor ama beğenilmiyor, lider ama orada duracağına emin olanların sayısı az. Trabzonspor fikstür avantajı ile lider demek kolay değil. Rakipleri birbiriyle oynarken Trabzonspor, Bank Asya Ligi fikstürünü takip etmiş değil. Onun yendiklerine puan kaybeden çok. Çok zor ve zor maçların birçoğunu oynayarak lider olmuş, lider kalmış bu takım. Bundan sonra da birçok zor ve bir zor maçı var 17 haftayı tamamlamak için. Lig başladığında "zor yenilir" dediğimiz Trabzonspor gerçekten ligin en az yenilgi gören takımı. Aslında en çok galip gelen takımı da. Ancak yine de "yenilme değil yenme sorunu var" diyebiliyoruz. Zira 4 kritik maç oynamış ve hiçbirini kazanamamış Trabzonspor. Ama yenemediği bu takımlara toplam 18 puan fark atmış. Fener'den de 5 puan yukarıda. İlk yarıyı en kötü ihtimalle zirve ortağı olarak bitirmesi kuvvetle muhtemel.
Nasreddin Hoca fıkrası gibi Öte yandan, kötü oynarken kazandı diye eleştirenlerimiz, puan kaybederken "ama çok iyi oynadı" diye övenlerimiz, ilerisi için umut taşıyanlarımız var. Herkesin haklı olduğu bir Nasreddin Hoca fıkrasına döndürdü bordo-mavili ekip işi. Beşiktaş ve Sivas maçlarının ilk yarılarındaki performans hakikaten doyurucu, umut verici. Bir de şu soruyu soralım kendimize: Ligdeki en yakın rakibine en iyi oyununu sergilediği Avni Aker'deki kupa randevusunda bile yenilen bir takım için ümitli olmak doğru mu? Aslında yeni kurulmuş bir takım olarak zamanın Trabzonspor'un lehine işlemesi doğal. Ara transferde bir iki eksiğini tamamlaması da. Belki daha kestirme ve ekonomik yol şu: İcraat beklenen oyuncuların sadece yarısı bile düzelse bayağı fark yaratılabilir. Yattara, Gökhan, Colman, Selçuk'tan herhangi ikisi birlikte her maç üst düzey performans gösterse gol sorununu aşmak mümkün olabilir. Trabzonspor sahada bir takım, ancak genel anlamda bir kurum. Geniş bir camiaya, köklü bir geleneğe sahip. Ve şampiyonluk denen şey için 2 şey alalım temelde: Gelenek ve yetenek. Yeteneği, aktüel birikimi ne olursa olsun, geleneği olmayan kulüplerin lig şampiyonluğuna ulaşması imkânsıza yakın bir olasılık bu ülkede. Ama Trabzonspor ulaşabilir. Geleneğine sadık kalır, eldeki mevcut yeteneklerini en iyi şekilde kullanabilirse. Ve tabi daha önce çok acısını çektiği başka bir ülkesel geleneğe, "engelleme" geleneğine takılmazsa..