İki takımın şu ana kadarki yolculuğunu özetleyen bir oyundu. İlk devre sayısız pozisyon üreten, golün her türlüsünü kaçıran taraf Kayserispor'du. Normal, çünkü onlar ligin az gol atan takımıydı. Soyunma odasına giderken oh çekiyordu bordo mavililer. Tabelanın değişmemesi büyük şanstı. Her taraftan geliyordu ev sahibi, bir kaç kişi fazla oynuyor gibiydiler. Son maçların göze çarpan savunma güvenliğinden eser yoktu. Süleymanou'dan başlayan ataklar, engel görmeden, Sylva'nın önüne geliyordu. Tehlikenin geçmesi için, Egemen ya da Song'un müdahale etmesi gerekiyordu. Diğerleri sadece refakatçi görevinde kalıyordu. Lig yolculuğu dedik ya; kötü oynuyor Trabzon, o halde kazanacak. Bu sene bir şey oldu, futbolun melekleri bordo maviye çalışıyor. Geçmiş kayıpların karşılığını veriyor galiba. O fırsat da geldi. İtiraz fazlaydı. Ama hakem haklıydı. Sahanın en kazması topun başındaydı. Umut topu direğe nişanladı. Aynı ayaklar öyle bir gol attı ki... Dünya yıldızına yakışır, ince ayarla topu aşırttı. Çizgiyi geçtiği tartışılır fakat hakem verdi işte. Nasıl ki geçen maçta öbür hakem vermemişti. Tabela yazdı bir kere. Umut attı, Trabzon öne geçti... Hocam derdi; farklı ortama alışma süresi 20 dakikadır.
O goller nasıl kaçar? Trabzon'un uyanması için yarım saat gerekiyordu. Uyandıkları falan da yoktu. Yorulan ev sahibi tempoyu düşürdü. Her alana baskıyı azalttı. Biraz olsun futbolcu olduklarını hatırladı bordo mavililer. Gökhan Ünal iki kolay fırsatı cömertce, acemice harcadı. Yanal hoca sanki taktiği oynamamak üzere vermişti. Rakip Keyseri değil, Barcelona, Milan yada Liverpool zannedilmişti. Hocamız hep izledi. Bu futbola bir puan bile fazla. Yazık oldu Kayseri'ye. Forması terlemeyenler vardı sahada. Onlar hiç çarpmadı hocanın gözüne. Yanına oturttuğu bebeler ne işe yarıyor sormak gerek. Hakem Halis Özkahya vasat bir yönetim gösterdi.