Fenerbahçe lig maçları da dahil ilk kez bu kadar organize ve hızlı geliyor ama Alex golü 3 metreden kaçırıyordu. Bu pozisyon gol olsa tüm Bab-ı Ali'nin satırlarında bugün farklı cümleler okuyacaktınız ama futbol işte böyle garip bir oyun işte. İlk 15 dakika iyi oynayan Fenerbahçe'de aksayan en önemli şey Avrupalının 90 dakikada ortalama sadece 5 kez yaptığı 'savunmadan çıkarken top kaybı'ydı. Ve Fenerbahçe bunu sadece 20 dakikada 7 kez yapınca üstüne bir de bizim ligimizde hiç beceremediğimiz savunmadan dönen topları alamayınca rakip, stoperi ile ortalıyor, santrforu ile golü atıyor ve takım oyununun ne olduğunu gösteriyordu. Taçtan gol yemek ise bozulan morallerin, uçup giden umutların ayaklara vurduğu pranganın sonucu trajikomik bir vakaydı. Aslında sorgulanması gereken Emre Belözoğlu'na bu kadar pas hatası yaptıran. Deivid'i 'gol attığında ağlayan adam' ruhundan uzaklaştıran, Alex'i de sıradan topçu haline getiren ve benim ısrarla 'Kulüp takımı çalıştıramıyor' diye kanıtlarıyla yazdığım 'Dede' idi.
Şampiyonluk gitse bile Kötü futbol virüs gibidir, bir yayıldı mı çıkmaz. Tek şansınız vardır 'olmayacak bir pozisyon!' ve ikinci yarının Gökhan ile beraber iyi adamı Kazım'ın şutu bunu getirdi. Ama Emre çıkınca daha defansif ön libero oynayan! Alex de oyuna küsünce Fenerbahçe'ye mucizeler yetmiyordu. Güiza'yı gol attığı için değil çok koştuğu için alkışlatan, böyle bir maçta kurtarıcı olarak Burak'a kalan, Alex'ten defansif ön libero yaratan ve üst üste ancak 5 dakika iyi oynayabilen bu sistemin Beşiktaş maçı kazanılsa bile şampiyonluk pahasına bile olsa sil baştan değiştirilmesi gerekiyor.