Sezonun ilk derbisinde allamelerin(!) G.Saray'ın Fener'in 8 katı güçte bulunduğunu, Kadıköy'deki şansızlığını kırarak farklı bir galibiyet alacağını belirttikleri maçta, sarı-lacivertliler rakiplerinin uğurlu formalarını "İlk golü atan kazanır" yorumlarını ve acemi bir hakemin iki defa kırmızı kart görmesi gereken kasap Servet'i oyunda tutmasını hiçe sayarak, hem futbol olarak hem skor olarak G.Saray'ı ezdiler. Aslında bu galibiyette F.Bahçeli futbolcular kadar hafta içinde Londra'da oynadıkları Arsenal maçının da payı vardı. Zira herkes gördü ki o yüksek tempoda sarı-lacivertli futbolcular şöhretli rakiplerine aynı süratle cevap vermiş ve sahadan beraberlikle ayrılmışlardı. Oysa G.Saray, Lizbon'da sahada yürüyen Benfica'yı yenmekle burunlarını Kaf Dağı'na çıkarmıştı. F.Bahçe oyuna şok bir golle başlamasına rağmen hemen toparlanıp Selçuk'la beraberliği sağlayınca, stadı dolduran taraftarlarının büyük desteği ile maça ağırlığını koymuştu.
Lugano belli etti Özellikle orta sahada hem defansa hem ofansa yardım eden Selçuk ve Josico, G.Saray'ın ataklarını bozmaya, seyrek şutları da Volkan kurtarmaya başlamıştı. Bunun semeresini de Semih'in vuruşunun Güiza'ya gitmesini önlemek isteyen Emre'nin topu kendi kalesine göndermesiyle aldı. İkinci yarının hemen başında Lugano'nun golü gelince maçın sonucu belli oldu. Güiza'nın ve Burak'ın kaçırdığı pozisyonlardan sonra uzatmalarda henüz tam hazır olmayan Deivid çok güzel bir golle skoru belirledi. Aragones, Vederson, Emre ve Burak'ı oyuna alarak yorulan futbolcularını dinlendirdi.